Vous avez cherché: iyi yapıyorum aşkım (Turc - Anglais)

İyi yapıyorum.
i'm doing okay.

ne yapıyorsun aşkım ?
what are you doing my love

görmüyor musunuz ben ölçüyü tartıyı tam, evsahipliğini de iyi yapıyorum."
as you can see, i give each of you a certain amount of grain; i am a polite host.

daha iyi yapıyoruz.
we're doing better.

onlar iyi yapıyorlar.
they're doing fine.

o okulda iyi yapıyor.
he is doing fine in school.

Çok iyi yapıyorsun. devam et.
you are doing very well. keep it up.

"daciç işini iyi yapıyor.
"dacic is doing his job well.

tom eskiye göre çok daha iyi yapıyor.
tom is doing much better than before.

İşlerini diğerlerinden daha iyi yapıyorlar."
"i don't think the akp is an islamic party, but they are doing the job better than others."

acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
you are doing well for a cub reporter.

kimse görsele bakmamış burada hangisi reklamı daha iyi yapıyor
no one has looked the visual. who advertises better here?

eğer bunu iyi yapıyorsanız, heyecanlandırıcıdır ve değilseniz çok ezici.
that's exhilarating if you're doing well, and very crushing if you're not.

yüklerini hazırlatınca şöyle dedi: "baba tarafından olan kardeşinizi getirin. görmüyor musunuz ben ölçüyü tartıyı tam, evsahipliğini de iyi yapıyorum."
and when he furnished them with their provision, he said: bring to me a brother of yours from your father; do you not see that i give full measure and that i am the best of hosts?

ve yoğunlaştırıyorlar, yeni yoğunlaştırma, belki de dünya üzerindeki herkesten daha iyi yapıyorlar.
and they are doing density, new density, better than probably anybody else on the planet right now.

yiyeceklerde genelde iyi değiliz.İtalyanlar bu işi iyi yapıyor, ama pek taşınabilir değil genel olarak.
we're not very good at food in general. italians do great food, but it's not very portable, generally.

ve hepimiz bu psikolojik bağışıklık sistemine sahibiz, mutluluk sentezleme kapasitesi, fakat bazılarımız bu hileyi diğerlerine göre daha iyi yapıyor.
and yet, all of us have this psychological immune system, this capacity to synthesize happiness, but some of us do this trick better than others.

fakat ne oluyor bizim öğrenen farklı çocuklarımız- prolexic olarak yeniden adlandırdık - bu mükemmel sınıflarda çok iyi yapıyorlardı.
but what's happening, our learning-different kids -- we've renamed them prolexic -- are doing well in these beautiful, beautiful classrooms.

İyi yapıyoruz.
we're doing fine.