Vous avez cherché: doğaüstü (Turc - Hongrois)

yahudiler doğaüstü belirtiler ister, greklerse bilgelik arar.
mert egyfelõl a zsidók jelt kívánnak, másfelõl a görögök bölcseséget keresnek.

İsanın bu doğaüstü belirtiyi gerçekleştirdiğini duyan halk onu karşılamaya çıktı.
azért is méne õ elébe a sokaság, mivel hallá, hogy ezt a csodát mívelte vala.

gözleri önünde bunca doğaüstü belirti gerçekleştirdiği halde ona iman etmediler.
És noha õ ennyi jelt tett vala elõttük, mégsem hivének õ benne:

İsa, öğrencilerinin önünde, bu kitapta yazılı olmayan başka birçok doğaüstü belirti gerçekleştirdi.
sok más jelt is mívelt ugyan jézus az õ tanítványai elõtt, a melyek nincsenek megírva ebben a könyvben;

İsa bu ilk doğaüstü belirtisini celilenin kana köyünde gerçekleştirdi ve yüceliğini gösterdi. Öğrencileri de ona iman ettiler.
ezt az elsõ jelt a galileai kánában tevé jézus, és megmutatá az õ dicsõségét; és hivének benne az õ tanítványai.

bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. her Şeye gücü yeten tanrının büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.
mert ördögi lelkek azok, a kik jeleket tesznek; a kik elmennek a földnek és az egész világnak királyaihoz, hogy egybe gyûjtsék azokat a mindenható isten ama nagy napjának viadalára.

bunun üzerine bazı din bilginleri ve ferisiler, ‹‹Öğretmenimiz, senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz›› dediler.
ekkor felelének néki némelyek az írástudók és farizeusok közül, mondván: mester, jelt akarnánk látni te tõled.

simunun kendisi de inanıp vaftiz oldu. ondan sonra sürekli olarak filipusun yanında kaldı. doğaüstü belirtileri ve yapılan büyük mucizeleri görünce şaşkına döndü.
És simon maga is hûn, és megkeresztelkedvén, fileppel tarta; és látván, hogy jelek és nagy erõk lesznek, álmélkodik vala.

İsa şöyle yanıt verdi: ‹‹size doğrusunu söyleyeyim, doğaüstü belirtiler gördüğünüz için değil, ekmeklerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz.
felele nékik jézus és monda: bizony, bizony mondom néktek: nem azért kerestek engem, hogy jeleket láttatok, hanem azért, mert ettetek ama kenyerekbõl, és jóllaktatok.

canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı. sahte peygamber, canavarın işaretini alıp heykeline tapanları bu belirtilerle saptırmıştı. her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı.
És megfogaték a fenevad, és õ vele együtt a hamis próféta, a ki a csodákat tette õ elõtte, a melyekkel elhitette azokat, a kik a fenevad bélyegét felvették, és a kik imádták annak képét: õk ketten elevenen a kénkõvel égõ tüzes tóba vettetének:

Çevredeki kalabalık büyürken İsa konuşmaya başladı. ‹‹Şimdiki kuşak kötü bir kuşaktır›› dedi. ‹‹doğaüstü bir belirti istiyor, ama ona yunusun belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.
mikor pedig a sokaság hozzá gyülekezék, kezdé mondani: e nemzetség gonosz: jelt kíván, de jel nem adatik néki, hanem ha jónás prófétának ama jele;