Vous avez cherché: başkâhinin (Turc - Japonais)

başkâhinin evleneceği kadın bakire olmalıdır.
彼は処女を妻にめとらなければならない。

İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.
そのうちのひとりが、祭司長の僕に切りつけ、その右の耳を切り落した。

başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakma taşlar.
縞めのう、エポデと胸当にはめる宝石。

başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakma taşları getirsin.
縞めのう、エポデと胸当とにはめる宝石。

bunu yapanlar arasında skeva adlı bir yahudi başkâhinin yedi oğlu da vardı.
ユダヤの祭司長スケワという者の七人のむすこたちも、そんなことをしていた。

İsayı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. petrus onları uzaktan izliyordu.
それから人々はイエスを捕え、ひっぱって大祭司の邸宅へつれて行った。ペテロは遠くからついて行った。

İsanın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
すると、イエスのそばに立っていた者のひとりが、剣を抜いて大祭司の僕に切りかかり、その片耳を切り落した。

İsayla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
すると、イエスと一緒にいた者のひとりが、手を伸ばして剣を抜き、そして大祭司の僕に切りかかって、その片耳を切り落した。

‹‹ ‹sığınak kente kaçmış olan birinin başkâhinin ölümünden önce toprağına dönüp yaşaması için bedel almayacaksınız.
また、のがれの町にのがれた者のために、あがないしろを取って大祭司の死ぬ前に彼を自分の地に帰り住まわせてはならない。

petrus, İsayı başkâhinin avlusunun içine kadar uzaktan izledi. avluda nöbetçilerle birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı.
ペテロは遠くからイエスについて行って、大祭司の中庭まではいり込み、その下役どもにまじってすわり、火にあたっていた。

petrus ise dışarıda, kapının yanında duruyordu. başkâhinin tanıdığı öğrenci dışarı çıkıp kapıcı kızla konuştu ve petrusu içeri getirdi.
しかし、ペテロは外で戸口に立っていた。すると大祭司の知り合いであるその弟子が、外に出て行って門番の女に話し、ペテロを内に入れてやった。

topluluk adam öldüreni kan öcü alacak kişinin elinden korumalı ve kaçmış olduğu sığınak kente geri göndermeli. kişi kutsal yağla meshedilmiş başkâhinin ölümüne dek orada kalmalıdır.
すなわち会衆はその人を殺した者を血の復讐をする者の手から救い出して、逃げて行ったのがれの町に返さなければならない。その者は聖なる油を注がれた大祭司の死ぬまで、そこにいなければならない。

başkâhinin kölelerinden biri, petrusun, kulağını kestiği adamın akrabasıydı. bu köle petrusa, ‹‹bahçede, seni onunla birlikte görmedim mi?›› diye sordu.
大祭司の僕のひとりで、ペテロに耳を切りおとされた人の親族の者が言った、「あなたが園であの人と一緒にいるのを、わたしは見たではないか」。

levililer, sandığı kralın görevlilerine getiriyorlardı. Çok para biriktiğini görünce kralın yazmanıyla başkâhinin görevlisine haber veriyor, onlar da gelip sandığı boşaltıyor, sonra yine yerine koyuyorlardı. bunu her gün yaptılar ve çok para topladılar.
レビびとはその箱に金が多くあるのを見て、王の役人の所へ持って行くと、王の書記と祭司長の下役とが来て、その箱を傾け、これを取ってもとの所に返した。彼らは日々このようにして金をおびただしく集めた。