Hai cercato la traduzione di pehar da Croato a Turco

pehar
kupa

vrati glavnog peharnika u peharnièku službu te je i dalje stavljao pehar u faraonovu ruku,
yusufun yaptığı yoruma uygun olarak baş sakisini eski görevine atadı. baş saki firavuna şarap sunmaya başladı. ama firavun fırıncıbaşını astırdı.

on je pretraživao, poèevši s najstarijim i završivši s najmlaðim. pehar se naðe u benjaminovoj vreæi.
kâhya büyükten küçüğe doğru hepsinin torbasını aradı. kâse benyaminin torbasında çıktı.

za onog u žalosti neæe kruh lomiti, da ga utješe zbog pokojnika, nitiæe mu tko pružiti pehar utjehe zbog smrti njegova oca ili majke njegove.
Ölene yas tutanı avutmak için kimse onunla yemek yemeyecek. anne babasını yitirene kimse avunç kâsesini sunmayacak.

kako sam u ruci držao faraonov pehar, uzmem grožða, istiještim ga u faraonov pehar, a onda stavim pehar u faraonovu ruku."
firavunun kâsesi elimdeydi. Üzümleri alıp firavunun kâsesine sıktım. sonra kâseyi ona verdim.››

jer je u jahvinoj ruci pehar pun vina pjenušava, zaèinjena mirisnim travama; iz njega on napaja, do taloga æe ga iskapiti i ispiti svi zlotvori svijeta.
yakupun tanrısını ilahilerle öveceğim:

probudi se, probudi se, ustani, jeruzaleme! ti koji si pio iz ruke jahvine èašu gnjeva njegova. ispio si pehar opojni, do dna ga iskapio.
tamamını içtin sersemleten kâsenin.

a moj pehar - onaj od srebra - stavi u grlo vreæe najmlaðega, zajedno s njegovim novcem za žito." on uèini kako mu je josip naredio.
en küçüğünün torbasına benim gümüş kâsemi ve buğdayının parasını koy.›› kâhya yusufun buyruğunu yerine getirdi.

hostese prate hrvatskog predsjednika stjepana mesića na središnji teren teniskog turnira croatia open u umagu u nedjelju (25. srpanj), gdje je mesić predao pehar pobjedniku turnira argentincu guillermu canasu.
hırvat cumhurbaşkanı stipe mesiç'e, umag'da düzenlenen hırvatistan açık tenis turnuvası'nı kazanan arjantinli guillermo canas'a ödülünü vermek üzere 25 temmuz pazar günü hostesler eşliğinde orta korta geldi.

"daleko od mene da uèinim tako!" - odgovori. "nego, onaj u koga se našao pehar bit æe moj rob, a vi drugi poðite mirno k svome ocu!"
yusuf, ‹‹benden uzak olsun!›› dedi, ‹‹yalnız kendisinde kâse bulunan kölem olacak. siz esenlikle babanızın yanına dönün.››