Hai cercato la traduzione di predstojeći da Serbo a Turco

političkom klimom u bih sada dominiraju predstojeći [oktobarski] izvori.
bh'deki siyasi ortam şimdi yaklaşmakta olan ekim seçimlerinin etkisi altında.

međutim, mnogi analitičari misle da će predstojeći put biti relativno nesmetan.
fakat çok sayıda analist ülkenin önündeki yolun nispeten sorunsuz geçeceğini düşünüyor.

predstojeći izbori trebalo bi da pokažu njen demokratski kapacitet i institucionalnu stabilnost.
yaklaşan seçimlerin, ülkenin demokratik kapasitesini ve kurumsal istikrarını kanıtlaması bekleniyor.

ako predstojeći referendum doživi neuspeh, znaćemo šta će se događati i kuda idemo.
Önümüzdeki referandum başarılı olmazsa, neler olacağını ve nereye gittiğimizi bileceğiz.

među drugim prioritetima su predstojeći razgovori sa beogradom i pronalaženje rešenja za sever kosova.
diğer öncelikler arasında belgrad ile yapılacak görüşmeler ve kuzey kosova'daki duruma çözüm bulunması yer alıyor.

predstojeći izbori smatraju se još jednim velikim testom sposobnosti zemlje da ispuni međunarodne standarde.
yaklaşmakta olan seçimlerse ülkenin uluslararası standartları karşılama becerisinin yeni bir sınavı olarak görülüyor.

lupu je takođe izrazio nadu da će predstojeći razgovori o otcepljenom moldavskom regionu transdnjestra dovesti do napretka.
lupu, moldova'nın ayrılıkçı transdinyester bölgesi ile ilgili müzakerelerde de büyük bir ilerleme kaydedilmesini umduğunu söyledi.

predstojeći prijem hrvatske u eu znači veću finansijsku podršku za ta nastojanja, kao i verovatno veći broj posetilaca.
hırvatistan'ın yaklaşmakta olan ab üyeliği, bu tip girişimlere daha fazla mali destek ve aynı zamanda daha fazla ziyaretçi anlamına geliyor.

ipak, zvaničnici izražavaju nadu da će predstojeći zimski praznici i niska cena karte pomoći da se privuče veći broj putnika.
yine de yetkililer, yaklaşmakta olan kıştatilleri ve düşük bilet fiyatının daha fazla insanın bu hizmete çekilmesine yardım edeceğinden umutlular.

neki su izjavili da nije pravi trenutak za to i da je glavni prioritet predstojeći referendum o zakonima o novoj teritorijalnoj organizaciji makedonije.
bazıları zamanlamanın yanlış olduğunu ve başlıca önceliğin yaklaşmakta olan makedonya'nın yeni toprak düzeni yasaları konulu referandum olduğunu savundular.

banka je posebno obećala da će pomoći predstojeći projekat obnove lokalnih puteva, kao i autoputa drač-morine.
banka özellikle durres-morine karayolu ve yanısıra yapılması planlanan bir tali yol projesine destek sözü verdi.

moja zemlja je spremna za predstojeći sportski događaj koji će ujediniti svet", izjavio je kineski ambasador u makedoniji dong fu feng.
Ülkem, bütün dünyayı birleştirecek olan spor etkinliğine hazırdır." dedi.

novim strankama predstojeći izbori biće pokazatelj koga koliko su dobro promovisali svoje programe i koliko su uspeli da ubede biračko telo da su oni pravi ljudi za trenutnu situaciju.
yaklaşan seçimler, yeni partiler açısından, programlarını anlatmakta ve seçmenleri mevcut durumun çözümü için doğru partinin kendileri olduğuna inandırmakta ne ölçüde başarılı olduklarını gösterecek bir sınav.

eu je iznela svoje predloge za predstojeći referendum o nezavisnosti crne gore, sugerišući da bi izglasavanje nezavisnosti trebalo smatrati validnim ako je podrži 55 procenata onih koji izađu na glasanje.
karadağ'ın bağımsızlığı konusunda yapılacak referanduma ilişkin önerilerini sunan ab, "evet" oyunun geçerli sayılabilmesi için sandık başına giden gidenlerin yüzde 55'inin desteklemesi şartını ileri sürdü.

"ovo je zlatna prilika za svakog građanina da pomogne da predstojeći izborni proces bude pošten i slobodan", rekao je premijer sali beriša.
başbakan sali berişa, "bu, her vatandaş için yaklaşmakta olan seçim sürecinin özgür ve adil olmasına katkı sağlamak adına altın bir fırsattır." dedi.

"to će se, realističnije, odnositi na dogovoreni plan za predstojeći proces koji nameravamo da dopunimo nacrtom rešenja", objasnio je Štajnmajer.
steinmeier konu hakkındaki açıklamasında, "daha gerçekçi bir şekilde, önümüzdeki süreçle ilgili olarak bir çözüm planıyla desteklemek niyetinde olduğumuz, üzerinde mutabakat sağlanmış bir yol haritasıyla ilgili olacak." dedi.

analitičari veruju da bi predstojeći sudski procesi protiv bliskih saradnika ratka mladića, koji su izručeni hagu u proteklih nekoliko meseci, mogli da pruže odgovore na neka važna pitanja vezana za masakr u srebrenici 1995. godine.
analistler, son birkaç ay içinde lahey'e nakledilen ratko mladiç'e yakın isimlerden bazıları aleyhinde süren davalarda 1995 srebrenica katliamına ilişkin bazı önemli sorulara cevap bulunabileceğine inanıyorlar.

dok se visoki zvaničnici, lideri zemalja i članovi delegacija iz 32 evropske zemlje pripremaju za predstojeći trodnevni samit u solunu, zemlja domaćin je pokrenula, kako je objašnjeno, najveću bezbednosnu operaciju u svojoj istoriji.
Üst düzey yetkililer, ulusal liderler ve 32 avrupa ülkesinin heyetlerinin üyeleri selanik'te yapilacak olan üç günlük zirve için hazırlıklarını yaparken, ev sahibi ülke de şimdiye kadar yapilan en büyük güvenlik operasyonu olarak nitelendirilebilecek onlemler alıyor.

američka državna sekretarka hilari klinton izjavila je u sredu (29. septembra) da će posetiti srbiju i kosovo sledećeg meseca i izrazila je nadu da će predstojeći razgovori između beograda i prištine doneti rezultate.
abd dışişleri bakanı hillary clinton 29 eylül Çarşamba günü yaptığı açıklamada, gelecek ay sırbistan ve kosova'yı ziyaret edeceğini söyledi ve belgrad ile priştine arasındaki görüşmelerin verimli geçmesi yönündeki umutlarını dile getirdi.

demonstranti su se tokom vikenda okupili ispred zgrade skupštine srbije pozivajući da kosovski albanci -- koji bojkotuju izbore u srbiji od 1990. godine -- budu uključeni u predstojeći referendum o nacrtu ustava srbije. dokument sadrži odredbu kojom se proglašava suverenitet nad kosovom. [geti imidžis]
göstericiler, 1990 yılında bu yana sırbistan'da seçimleri boykot etmiş olan kosovalı arnavutların sırp anayasa taslağı konusunda yapılacak referanduma dahil edilmeleri talebiyle hafta sonu sırp meclis binası önünde yürüyüş yaptılar. [getty images]