Da traduttori professionisti, imprese, pagine web e archivi di traduzione disponibili gratuitamente al pubblico.
si yo no hubiera venido ni les hubiera hablado, no tendrían pecado; pero ahora no tienen excusa por su pecado
eğer gelmemiş ve onlara söylememiş olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur.
he de castigarla severamente o degollarla, a menos que me presente, sin falta, una excusa satisfactoria».
"ona acımasızca azap edeceğim, beki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek."
porque lo invisible de él--su eterno poder y deidad-- se deja ver desde la creación del mundo, siendo entendido en las cosas creadas; de modo que no tienen excusa
tanrının görünmeyen nitelikleri -sonsuz gücü ve tanrılığı- dünya yaratılalı beri onun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. bu nedenle özürleri yoktur.
por lo tanto, no tienes excusa, oh hombre, no importa quién seas tú que juzgas; porque en lo que juzgas a otro, te condenas a ti mismo, pues tú que juzgas haces lo mismo
bu nedenle sen, ey başkasını yargılayan insan, kim olursan ol, özrün yoktur. başkasını yargıladığın konuda kendini mahkûm ediyorsun. Çünkü ey yargılayan sen, aynı şeyleri yapıyorsun.
esto son solo excusas para ocultar el hecho de que no pensaron o se atrevieron a aplicar una pantalla de este tipo.
bu iddiaların altında yatan asıl nedenin, bu firmaların daha önce bu çözümü düşünmemiş olmaları veya kameralarında böyle bir özelliğe yer verme cesaretinde bulunamamış olmaları geçeğini gizlemek olduğunu düşünüyorum.