Hai cercato la traduzione di sen ve ben da Turco a Francese

ve ben, inananları kovamam.
je ne suis pas celui qui repousse les croyants.

ve ben, müslümanlardan olmakla emrolundum.
et il m'a été commandé d'être du nombre des soumis».

sen ve rabb'in gidin savaşın.
va donc, toi et ton seigneur, et combattez tous deux.

sen ve rabbin git, ikiniz savaşın.
va donc, toi et ton seigneur, et combattez tous deux.

ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım.
je ne l'ai d'ailleurs pas fait de mon propre chef.

bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.
et voilà ce qu'il m'a été ordonné, et je suis le premier à me soumettre.»

katımda söz değiştirilemez ve ben, kullara zulmetmem.
chez moi, la parole ne change pas; et je n'opprime nullement les serviteurs».

bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.
et voilà ce qu'il m'a été ordonné, et je suis le premier à me soumettre.»

"ve ben, müslümanların ilki olmakla da emrolundum."
et il m'a été ordonné d'être le premier des musulmans.

"ve ben mü'min olanları kovacak değilim."
je ne suis pas celui qui repousse les croyants.

"sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler.
ils dirent: «nous voyons en toi et en ceux qui sont avec toi, des porteurs de malheur».

ben allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim.
et je ne suis point du nombre des associateurs.

dedi ki, "bu gerçektir ve ben sadece gerçeği söylerim:"
(allah) dit: «en vérité, et c'est la vérité que je dis,

"benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem."
chez moi, la parole ne change pas; et je n'opprime nullement les serviteurs».

"mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım!."
j'emplirai certainement l'enfer de toi et de tous ceux d'entre eux qui te suivront».

"huzurumda söz değişikliğe uğratılmaz ve ben kullara zulmedici değilim."
chez moi, la parole ne change pas; et je n'opprime nullement les serviteurs».

"benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara asla haksızlık etmem."
chez moi, la parole ne change pas; et je n'opprime nullement les serviteurs».

(allah) "İşte bu haktır ve ben hakkı söylerim" dedi.
(allah) dit: «en vérité, et c'est la vérité que je dis,

ben sizi bolluk içinde görüyorum ve ben sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum!"
je vous vois dans l'aisance, et je crains pour vous [si vous ne croyez pas] le châtiment d'un jour qui enveloppera tout.

"sen ve kardeşin mucize ve ayetlerimi iletin. beni anmakta gevşek olmayın. "
pars, toi et ton frère, avec mes prodiges; et ne négligez pas de m'invoquer.