Hai cercato la traduzione di yaşamaktadırlar da Turco a Inglese

Traduzione automatica

Imparare a tradurre dagli esempi di traduzione forniti da contributi umani.

Turkish

English

Informazioni

Turkish

yaşamaktadırlar

English

 

Da: Traduzione automatica
Suggerisci una traduzione migliore
Qualità:

Contributi umani

Da traduttori professionisti, imprese, pagine web e archivi di traduzione disponibili gratuitamente al pubblico.

Aggiungi una traduzione

Turco

Inglese

Informazioni

Turco

onlar bir köşkte yaşamaktadırlar.

Inglese

they live in a mansion.

Ultimo aggiornamento 2014-02-01
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

yıllardır İtalya’da yaşamaktadırlar.

Inglese

they've lived in italy for a number of years.

Ultimo aggiornamento 2015-10-13
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

onlar kiralık bir evde yaşamaktadırlar.

Inglese

they live in a rented house.

Ultimo aggiornamento 2014-02-01
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

geniş bir kırsal bölge olan sipoo da yaşamaktadırlar.

Inglese

they live in an expansive rural area in sipoo, finland.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

İnkarcılar ise hayvanlar gibi yiyip yaşamaktadırlar ve sonunda ateşi boylarlar.

Inglese

and those who disbelieve enjoy themselves and eat even as the cattle eat, and the fire shall be the abode for them.

Ultimo aggiornamento 2014-07-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

yoğun olarak güneydoğu anadolu ve doğu anadolu bölgesinde olmakla birlikte ülkenin diğer tüm bölgelerinde yaşamaktadırlar.

Inglese

there are kurds living in all provinces of turkey, but are primarily concentrated in the east and southeast of the country, the region of kurdistan.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

== din ==rohingya halkı, sufi ibadet unsurları ile sünni İslam'ı yaşamaktadırlar.

Inglese

== religion ==the rohingya people practice sunni islam with elements of sufi worship.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

allah inanıp erdemli davrananları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. İnkarcılar ise hayvanlar gibi yiyip yaşamaktadırlar ve sonunda ateşi boylarlar.

Inglese

allah will indeed admit those who believed and did good deeds into gardens beneath which rivers flow; and the disbelievers enjoy, and they eat like the cattle eat, and their destination is in the fire.

Ultimo aggiornamento 2014-07-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

== hikaye ==14 yıldır evli olan nadir ve simin 11 yaşındaki kızları terme ile birlikte tahran'da yaşamaktadırlar.

Inglese

==plot==nader and simin have been married for 14 years and live with their 11-year-old daughter termeh in tehran.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

o ve üçüncü eşi İngiliz dansçı ve oyuncu elaine regina taylor, 1970 yılından beri evlidir ve connecticut'da 100 yıllık bir çiftlik evinde yaşamaktadırlar.

Inglese

he and his third wife, british dancer and actress elaine taylor, have been married since 1968 and live in a 100-year-old converted farm house in connecticut.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Turco

Şu anda karayolu trafiği boğazı geçerken sadece iki yola sahiptir; bu köprüler gün içerisinde sadece çok yoğun bir şekilde trafik sıkışıklığı yaşamıyor ayrıca bu köprülere çıkan yollar da aynı sorunu yaşamaktadırlar.

Inglese

currently highway traffic only has two routes by which to cross the bosphorus; not only are these bridges heavily congested for large periods of the day, the routes leading to them suffer.

Ultimo aggiornamento 2017-01-05
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

13 yıl okul hayatına ek olarak 1 yıl da askerlikten sonra mezuniyet bazen 30'lu yaşlarda olabilmekte ve birçokları birkaç yarı zamanlı iş veya sömestrelerde çalışılan geçici işlerden sonra bu yaştan sonra ilk ciddi iş tecrübelerini yaşamaktadırlar.

Inglese

after 13 years at school plus maybe 1 year in the armed forces, graduates may sometimes be almost 30 years old when they apply for their first real job, although most will have had a number of part-time jobs or temporary employments between semesters.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

bu şehirde yaşayanların büyük bir çoğunluğu sierra nevada sıra dağlari'nin bir kolu olan carson sıra dağları'nın doğu eteklerinde bulunan eagle vadisi'nde yaşamaktadırlar.

Inglese

the majority of the population of the town lives in eagle valley, on the eastern edge of the carson range, a branch of the sierra nevada.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

==bölge==taosug insanları yoğunluk olarak zamboanga del sur, basilan, tawi-tawi, palawan, cebu ve manila illerinden yaşamaktadırlar.

Inglese

they populate the filipino province of sulu as a majority, and the provinces of zamboanga del sur, basilan, tawi-tawi, palawan, cebu and manila as minorities.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Turco

== 1917 rus devrimi'nin ardından ukrayna ==batı ukraynalılar i. dünya savaşı sırasında avusturya-macaristan ve rusya arasındaki bölgede yaşamaktaydılar.

Inglese

==ukraine after the russian revolution of 1917==during world war i the western ukrainian people were situated between austria-hungary and russia.

Ultimo aggiornamento 2016-03-03
Frequenza di utilizzo: 1
Qualità:

Riferimento: Alpaycanta

Ottieni una traduzione migliore grazie a
7,782,347,028 contributi umani

Ci sono utenti che chiedono aiuto:



I cookie ci aiutano a fornire i nostri servizi. Utilizzando tali servizi, accetti l'utilizzo dei cookie da parte nostra. Maggiori informazioni. OK