検索ワード: hiljadama (セルビア語 - トルコ語)

tu ne govorimo o nekolicini, nego o hiljadama.
birkaç kişiden değil, binlerce insandan bahsediyoruz.

u skoplju je pred hiljadama ljudi održan multimedijalni performans.
Üsküp'te gerçekleştirilen multimedya gösterisini binlerce kişi izledi.

zaplenjeno je oko 15 kompanija, zajedno sa hiljadama hektara zemljišta.
Çalışmalar kapsamında yaklaşık 15 şirket ve binlerce hektar arsa da ele geçirilmiş.

njegova diploma sada će biti detaljno ispitana zajedno sa još hiljadama drugih.
Şimdi onun diploması da diğer binlercesiyle birlikte incelemeye alınacak.

nikolić je sa svoje strane govorio o kosovu pred hiljadama razdraganih pristalica.
nikoliç ise buna karşılık kosova'da binlerce kişilik coşkulu bir kalabalığa seslendi.

setimes: nastupali ste na hiljadama koncerata tokom svoje karijere koja traje decenijama.
setimes: müzik hayatınız boyunca binlerce konser verdiniz.

zato mora da postoji minimum ljudi koji žive u opštini, a taj minimum se meri hiljadama».
bu yüzden, bir belediyede yaşayan en az binlerce insan olmalıdır," dedi.

vlada bih je osnovala specijalnu komisiju koja preispituje državljanstva dodeljena hiljadama stranaca tokom i posle sukoba.
bh hükümeti, ihtilaftan sonra vatandaşlık verilen binlerce yabancıyı tekrar incelemek üzere özel bir komisyon kurdu.

zajedno sa hiljadama drugih jevreja, on i njegova porodica odvedeni su u centralni logor u gradu foksani.
o ve ailesi daha sonra, binlerce başka yahudi'yle birlikte foscani kentindeki merkezi bir gettoya taşındılar.

do sredine 2010. godine veliki broj od 6.000 kineskih prodavaca u prestonici plasirao je svoju robu hiljadama srba.
2010 yılının ortasına kadar, başkentteki 6 bin Çinli satıcının bir çoğu mallarını binlerce sırp'a pazarlıyordu.

glavni izvor spora u razgovorima bilo je vraćanje vlasničkih prava hiljadama ljudi koji su bili prisiljeni da napuste svoja imanja kada je kipar podeljen 1974. godine.
müzakerelerdeki başlıca anlaşmazlık kaynağı, kıbrıs 1974 yılında ikiye bölündüğünde mülklerinden zorla uzaklaştırılan binlerce insanın iyelik haklarının tazmin edilmesi oldu.

dok su mnoge od tih organizacija obezbedile humanitarnu pomoć hiljadama izbeglica u ratom pogođenim oblastima u africi, aziji i evropi, neke su takođe finansirale i terorističke aktivnosti.
bu yardım kuruluşlarının çoğu afrika, asya ve avrupa'nın savaştan zarar görmüş bölgelerindeki binlerce mülteciye insani yardım ve destek götürürken, bazıları terörist faaliyetlere de kaynak sağlamış.

evropska posmatračka agencija enemo na terenu je tokom kampanje, a radiće i na dan izbora, zajedno sa hiljadama domaćih posmatrača koji nadgledaju same izbore i brojanje glasova posle izbora.
avrupa izleme dairesi enemo kampanya dönemi boyunca sahnede oldu ve oylamayı ve sonrasını, sayım sürecini izleyen binlerce yerli gözlemciyle birlikte çalışacak seçim gününde de çalışacak.

srbija se priprema da izda identifikacione karte hiljadama osoba bez ličnih dokumenata, omogućavajući im time da dokažu svoje državljanstvo i glasačko pravo i dajući im bolji pristup zdravstvenoj zaštiti, obrazovanju i zapošljavanju.
sırbistan binlerce belgesiz insana kimlik kartı vererek, onlara vatandaşlıklarını ve oy hakkını kanıtlama şansı sağlıyor ve sağlık, eğitim ve istihdam olanaklarına erişimlerini artırıyor.

to znači da smo uspeli da spasimo živote hiljadama beba", kaže on, priznajući da je broj dece koja umiru na rođenju još uvek visok i obećavši da će se i dalje truditi da tu brojku smanji.
bu binlerce bebeğin yaşamının kurtulması demektir", diyen akdağ, bu sayının yine de yüksek olduğunu ve bunu düşürmek için sürekli bir gayret içinde olacaklarını söyledi.

u tekstu u lokalnim medijima, politički analitičar mentor kikija oštro kritikuje sliku državnika koji se ponašaju „kao na pijaci i govore o hiljadama i stotinama hiljada evra kao da govore o krompiru“.
siyasi yorumcu mentor kikia yerel basında yayınlanan yazısında, "pazardaymış gibi davranan, binlerce, yüz binlerce avrodan sanki patatesten bahsediyormuş gibi bahseden" devlet adamlarının halinden şikayet ediyor.

dok su mnoge od tih organizacija obezbedile humanitarnu pomoć hiljadama izbeglica u ratom pogođenim oblastima u africi, aziji i evropi, neke su takođe finansirale i terorističke aktivnosti. na balkanu je trenutno aktivno nekoliko muslimanskih humanitarnih organizacija koje su svoje operacije u toj oblasti pokrenule posle sukoba u bivsoj jugoslaviji.
bu yardım kuruluşlarının çoğu afrika, asya ve avrupa'nın savaştan zarar görmüş bölgelerindeki binlerce mülteciye insani yardım ve destek götürürken, bazıları terörist faaliyetlere de kaynak sağlamış. Şu anda balkanlar'da, eski yugoslavya'daki ihtilaf sonrasında bölgede faaliyetlerde bulunmuş çok sayıda müslüman yardım kuruluşu faaliyet gösteriyor.

"danas je ispunjen san -- san generacija bugara koji su želeli da žive zajedno sa slobodnim i demokratskim narodima evrope u miru i prosperitetu", izjavio je bugarski premijer sergej stanišev obraćajući se hiljadama slavljenika na trgu batenberg u sofiji.
bulgaristan başbakanı sergey stanişev de sofya'nın battenberg meydanını dolduran binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada, "bugün bir rüya gerçek oldu -- avrupa'nın özgür ve demokratik halklarıyla birlikte barış ve refah içinde yaşamak isteyen bulgar nesillerinin rüyası." şeklinde konuştu.