検索ワード: sanarak (トルコ語 - セルビア語)

bazılarınız yanınıza gelmeyeceğimi sanarak küstahlaşıyor.
neki se naduše kao da ja neæu doæi k vama.

Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar.
a oni se uplašiše, i poplašeni buduæi, mišljahu da vide duha.

onlar ise, gölün üstünde yürüdüğünü görünce onu hayalet sanarak bağrıştılar.
a oni videvši ga gde ide po moru mišljahu da je utvara, i povikaše;

hanna içinden yakarıyor, yalnız dudakları kımıldıyor, sesi duyulmuyordu. bu yüzden eli, hannayı sarhoş sanarak,
ali ana govoraše u srcu svom, usta joj se samo micahu a glas joj se ne èujaše; stoga ilije pomisli da je pijana.

setimes'a konuşan mitroviç, "pek çok kişi, asıl konunun romanların yerlerinden edilmesi olduğunu sanarak yanılıyor.
„mnogi nisu u pravu kada misle da je fokus na raseljenju roma.

güneyden hafif bir rüzgar esmeye başlayınca, bekledikleri anın geldiğini sanarak demir aldılar; girit kıyısını yakından izleyerek ilerlemeye başladılar.
i kad dunu jug, mišljahu da im se volja ispuni, i podignuvši jedra plovljahu pokraj krita.

ne var ki, antakya ve konyadan gelen bazı yahudiler, halkı kendi taraflarına çekerek pavlusu taşladılar; onu ölmüş sanarak kentin dışına sürüklediler.
dodjoše iz antiohije i iz ikonije nekakvi jevreji, i kad se oni prepirahu slobodno, podgovoriše narod da ih odustanu, govoreæi da ništa pravo ne govore, nego sve lažu. i podgovorivši narod zasuše pavla kamenjem i izvukoše ga iz grada misleæi da je mrtav.

bir taliban komutanı ap'ye verdiği demeçte, dörtlüyü casus sanarak kaçırma olayının emrini kendisinin verdiğini, ancak kızıl haç çalışanları olduklarının kanıtlanması üzerine gitmelerine izin verildiğini söyledi.
komandant talibana izjavio je ap- u da je naredio otmicu zato što je mislio da su špijuni, ali je odlučio da ih pusti nakon što je dokazano da su službenici crvenog krsta.

ama davut beerotlu rimmonun oğulları rekavla kardeşi baanaya şöyle karşılık verdi: ‹‹beni her türlü sıkıntıdan kurtaran yaşayan rab adıyla derim ki, iyi haber getirdiğini sanarak bana saulun öldüğünü bildiren adamı yakalayıp ziklakta yaşamına son verdim. getirdiği iyi haber için verdiğim ödül buydu!
ali david odgovarajuæi rihavu i vanu, bratu njegovom, sinovima rimona viroæanina, reèe im: tako da je živ gospod, koji je izbavio dušu moju iz svake nevolje.