検索ワード: tedirgin (トルコ語 - 英語)

tom çok tedirgin.
tom is very agitated.

tom oldukça tedirgin.
tom is pretty irritated.

tedirgin olmaniz lazim
you've got be anxious.

tom son derece tedirgin.
tom is extremely agitated.

Şimdi biraz tedirgin oldum
i think that now i feel nervous.

bölge müdürleri tedirgin oluyorlar.
the regional branch managers are getting nervous.

doktor garip bir enerji hissiyle tedirgin olur.
the doctor is unsettled by a sensation of a strange energy nearby.

onlar yurdundan çıkarmak için seni tedirgin edip dururlar.
and indeed, they were about to drive you from the land to evict you therefrom.

sonra biraz tedirgin göründü ve beni uzlaşmaya çağırdı.
then he was kind of troubled, and asked me for a compromise.

perakendicilerin ve müzayedecilerin sondajlarından tedirgin oldum. boş geliyordu.
i'd put out feelers to retailers, to auctioneers, and it was coming up empty.

tom'u gerçekten tedirgin eden şeyin o olduğuna inanamıyorum.
i can't believe that's what's really troubling tom.

sizin için bu silaha yakın olmak tedirgin edici olabilir.
for you, and you heard already, being so close to this gun may make you feel uneasy.

kral hirodes bunu duyunca kendisi de bütün yeruşalim halkı da tedirgin oldu.
when herod the king had heard these things, he was troubled, and all jerusalem with him.

nereye gittiğimi, nereden geldiğimi. paniğe kapıldım, aşırı derecede tedirgin oldum.
i didn't know where i was going, where i'd come from, and i panicked. i had a total anxiety attack.

yüksek ve beklenmedik seslere aşırı tepki verirler, çok kalabalık ve gürültülü ortamlarda tedirgin olurlar.
they will 'overreact' to loud and unexpected noises or become agitated in highly crowded or noisy environments.

peki neden hekimler hiv pozitif bireye yaklaşırken tedirgin olma duygusu yaşayıp takip ve tedaviden kaçınmaktadır?
so why do physicians avoid follow-up and treatment by being anxious when approaching a hiv positive individual?

bizden bazı kişilerin yanınıza geldiğini, sözleriyle sizi tedirgin edip aklınızı karıştırdığını duyduk. oysa onları biz göndermedik.
forasmuch as we have heard, that certain which went out from us have troubled you with words, subverting your souls, saying, ye must be circumcised, and keep the law: to whom we gave no such commandment:

obradoviç, hükümet paranın nasıl harcandığını yakından izleyeceği için sendikaların yeni finansman yöntemi konusunda tedirgin olmamaları gerektiğini söyledi.
obradovic said unions should not be apprehensive over the new way funding will be rolled out, as the government will keep a close on eye on how the money is spent.

de laurentiis filmin wilmington stüdyosunda çekilmesi istemişti ama yapım ekibi yapımcıya çok yakın olmaktan tedirgin olduğu için 3 saat uzaklıktaki wadesboro bölgesine taşındılar.
de laurentiis had wanted them to film in his elaborate wilmington studio, but the production team felt uneasy being so close to the producer, so they moved to wadesboro, approximately three hours away.

onlar yurdundan çıkarmak için seni tedirgin edip dururlar. o takdirde kendileri de senden sonra pek az kalır, sonra da yok olur giderler.
and indeed it was close that they frighten you in the land for them to oust you from it – and if it were, they would not have stayed after you, but a little.