検索ワード: kıpırdamadan (トルコ語 - 英語)

kıpırdamadan duracaksın.
you'll stay put.

tom'un kıpırdamadan durma sorunu var.
tom has trouble standing still.

tanınmış hokkabazlar raspyni kardeşler esrarengiz dengelerini, çevikliklerini, koordinasyonlarını ve birbirleri için kendini feda etme isteklerini sergiliyorlar. ve şimdi, eğer hiç kıpırdamadan durabilecekseniz...
illustrious jugglers the raspyni brothers show off their uncanny balance, agility, coordination and willingness to sacrifice . now, if you'll just stand completely still...

rab'bin antlaşma sandığı'nı taşıyan kâhinler, halkın tamamı ırmağı geçinceye dek kurumuş ırmak yatağının ortasında kıpırdamadan durdular. böylece bütün İsrail halkı kurumuş ırmak yatağından geçti.
and the priests that bare the ark of the covenant of the lord stood firm on dry ground in the midst of jordan, and all the israelites passed over on dry ground, until all the people were passed clean over jordan.

başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
thou makest darkness, and it is night: wherein all the beasts of the forest do creep forth.