プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
several politicians exerted strong pressure on the committee.
birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
how much political pressure is being exerted on the central bank?
merkez bankası üzerinde ne kadar politik baskı var?
最終更新: 2016-01-20
使用頻度: 1
品質:
has it exerted a direct influence on your music and creative work?
hint kültürünün müziğiniz ve yaratıcı çalışmalarınız üzerinde doğrudan bir etkisi oldu mu?
最終更新: 2016-01-20
使用頻度: 1
品質:
# internal force exerted by one part of the free body on another part.
# serbest cismin bir parçasının başka parçasına uyguladığı iç kuvvetler.
最終更新: 2016-03-03
使用頻度: 1
品質:
futurism was succeeded by the metaphysical paintings of giorgio de chirico, who exerted a strong influence on the surrealists and generations of artists to follow.
bu akımda en önemli katkıları giorgio de chirico vermiş ve kendinden sonra gelecek olan kuşak ve gerçeküstücülük akımı temsilcileri üzerinde büyük etkiye sahip olmuştur.
in 1907, d'albert became the director of the hochschule für musik in berlin, where he exerted a wide influence on musical education in germany.
1907'de d'albert berlin " höchschüle für musik" konservatuvarına direktör tayin edilmiş ve bu görevde almanya'daki müzik eğitimine büyük etkileri olmuştur.
the third day of the trial was scheduled for pleas by jovanovic, who is sticking to his original plan to defend himself with silence, although he briefly stated that enormous pressure was exerted on him by executive authority.
davanın üçüncü günü ise, yürütme organının kendisine büyük baskı uyguladığını kısaca belirtse de, kendisini sessiz kalarak savunmaya yönelik ilk planına sadık kalan jovanoviç'in savunmasına ayrıldı.
the most recent obstacle involved adoption of a new penal code, the final phase of a sweeping set of reforms covering everything from human rights to the structure of the national security council, through which the military has traditionally exerted its influence over politics.
en son engelle, insan haklarından tutun ordunun geleneksel olarak siyasete nüfuz etmekte kullandığı milli güvenlik kurulu'nun yapısına kadar herşeyi içine alan son derece kapsamlı bir dizi reformun son safhası olan yeni ceza yasasının onaylanmasında karşılaşıldı.
this contradiction would not be so acutely felt in the absence of tremendous pressures exerted by globalisation and by the competition from low-wage economies (including eastern european neighbouring countries).
küreselleşmenin ve (doğu avrupa'daki komşu ülkeler dahil) düşük ücret ekonomilerinin yarattığı rekabetin neden olduğu büyük baskılar olmasa, bu çelişki bu denli sert hissedilmeyecekti.
"the ways in which business interests of the media intersect with the interest of politicians and the degree to which influence is exerted on the media to gain political advantage raise many concerns," lipponen said.
lipponen görüşlerini, "basının iş çıkarlarının siyasilerin çıkarlarıyla kesişme biçimiyle siyasi avantaj sağlamak amacıyla basına uygulanan baskının derecesi endişelerimi artırıyor," sözleriyle ifade etti.
"the allegations mainly concerned punches, slaps and kicks by ... kosovo police officers attempting to obtain confessions from criminal prisoners," the report said. "further, a number of detained persons alleged that kps officers had exerted psychological pressure on them" not to lodge complaints, it added.
"İddialar daha çok suçlu mahkumlardan itiraf almaya çalışan kosovalı polis memurlarının yumruk, tokat ve tekme atmaları üzerinde odaklanıyor." ifadesinin yer aldığı rapor şöyle devam ediyor: "dahası, gözaltına alınan bazı kişiler kpt memurlarının kendilerine şikayette bulunmamaları yönünde psikolojik baskı uyguladıklarını iddia ediyorlar."