검색어: handbereik (네덜란드어 - 터키어)

binnen handbereik.
anlıyor musun?

binnen handbereik, falk.
ulaşabilecek mesafede, falk.

allemaal binnen handbereik.
hepsi sizin olabilir.

- doch nu binnen handbereik.
ama şimdi elimize düştü.

china is binnen handbereik.
Çin, artık ayaklarımızın altında.

binnen handbereik bedoel je?
ulaşabileceğin yakınlıkta mı?

-de toekomst binnen handbereik.
gelecek burada.

binnen handbereik. - twaalf rood.
ona dokunabilecek kadar yakın.

al je dromen binnen handbereik.
bütün hayallerin erişebileceğin uzaklıkta.

blijf dichtbij, binnen handbereik.
dibimde duracaksın, tamam mı?

ik had dat tabaksproces binnen handbereik.
tütün üreticileri hedefimdeydi.

je weet dat het binnen handbereik is?
farkındasın değil mi saldırma mesafende kırmız et var.

- het was het eerste binnen handbereik.
eline geçen ilk şeyi kullanmış.

blijdschap en liefde lag binnen handbereik.
mutluluk ve sevgi uzakta değildi.

het antwoord ligt binnen handbereik. water.
cevap ise etrafımızda, tam burada.

de belangrijkste zouden binnen handbereik staan.
bunlar onun erişebildigi en büyük değer olmalı.

jongens, we hebben vrijheid binnen handbereik.
Çocuklar, özgürlüğe neredeyse ulaşmak üzereyiz. bu kadar yakınız.

om hier te zijn... onder ons, binnen handbereik.
bizimle birlikte olmak için buradaydı.

het lijkt binnen handbereik te zijn. eén miljoen.
sanki, cevabı da çok belirgin gibi, ama... 1 milyon $.

helemaal als je weet dat dat weer binnen handbereik is.
Özellikle de aşkın yeniden mümkün olduğunu biliyorsanız.