검색어: forpliktelse (노르웨이어 - 터키어)

-forpliktelse.
- fedakarlık.

- en forpliktelse.
yani mecburuz.

det er forpliktelse.
İşte bu bağlılık.

større forpliktelse?
"daha yüksek bir sorumluluk"?

du er en forpliktelse.
sen bir sorunsun.

-forpliktelse er spinnvilt.
bağiıiık. uzun süreliğine bu işin içinde olacak kişilere ihtiyacım var.

det er en stor forpliktelse.
- bu sadece büyük bir bağlılık.

forpliktelse, brudd, forårsakelse...
görev, ihlal, sonuç...

din forstand er din forpliktelse
kendi akıl sağlığını koruma zorunluluğun var ama.

hun er blitt en forpliktelse.
polis tarafından tutuklandığında büyük sorun çıkartacaktır.

hadde en moralsk forpliktelse?
ahlaksal yükümlülük mü hissettin?

- uansett, han er en forpliktelse.
- ne olursa olsun bize köstek olacak.

det eksisterer ingen slik forpliktelse.
böyle bir zorunluluk söz konusu değil.

jeg skal vise ham større forpliktelse!
ha. daha büyük sorumluluğu ona göstereceğim.

forpliktelse, brudd, forårsakelse, skade.
yükümlülük, ihlal, neden sonuç ilişkisi ve zarar.

endring skapes gjennom iherdighet og forpliktelse
değişim, ısrar ve kararlılıkla başlar.

derfor duharen forpliktelse åkommetilbaketil oss trygt.
ancak aramıza sağ salim dönmek zorundasınız.

"forpliktelser begynner med drømmer."
"hayallerin başladığı yerde sorumluluklar başlar."