검색어: sramotu (세르비아어 - 터키어)

on sipa sramotu na knezove, i raspasuje junake.
güçlülerin kuşağını gevşetir.

skratio si dane mladosti njegove i obukao ga u sramotu.
onu utanca boğdun. |isela

gnev bezumnikov odmah se pozna, ali pametni pokriva sramotu.
ama ihtiyatlı olan aşağılanmaya aldırmaz.

i navaliæu na vas porugu veènu i sramotu veènu koja se neæe zaboraviti.
sizi hiç unutulmayacak bir utanca düşürecek, sürekli alay konusu edeceğim.››

ko uèi podsmevaèa, prima sramotu; i ko kori bezbožnika, prima rug.
kötü kişiyi azarlayan hakarete uğrar.

a mojsije videæi narod go, jer ga ogoli aron na sramotu pred protivnicima njegovim,
musa halkın başıboş hale geldiğini gördü. Çünkü harun onları dizginlememiş, düşmanlarına alay konusu olmalarına neden olmuştu.

a oni onda otidoše od sabora radujuæi se što se udostojiše primiti sramotu za ime gospoda isusa.
elçiler İsanın adı uğruna hakarete layık görüldükleri için yüksek kurulun huzurundan sevinç içinde ayrıldılar.

da nosiš sramotu svoju i da se stidiš za sve što si èinila, i da im budeš uteha.
utanca boğulacaksın. bütün yaptıklarından ötürü kızkardeşlerine avuntu olacak ve utanacaksın.

a valja da ima i dobro svedoèanstvo od onih koji su napolju, da ne bi upao u sramotu i u zamku djavolju.
topluluğun dışındakiler tarafından da iyi bir insan olarak tanınmalıdır. Öyle ki, ayıplanacak duruma ve İblisin tuzağına düşmesin.

i podignuæu im biljku za slavu, i neæe više umirati od gladi u zemlji, niti æe podnositi sramotu od naroda.
onlar için ünlü bir fidanlık yetiştireceğim. artık ülke kıtlıktan yok olmayacak, ulusların aşağılamasına uğramayacaklar.

ko bi spavao sa ženom sina svog, oboje da se pogube; uèiniše sramotu; krv njihova na njih.
bir adam geliniyle yatarsa, ikisi de kesinlikle öldürülecektir. rezillik etmişler, ölümü hak etmişlerdir.

i mnogo onih koji spavaju u prahu zemaljskom probudiæe se, jedni na život veèni, a drugi na sramotu i prekor veèni.
yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak: kimisi sonsuz yaşama, kimisi utanca ve sonsuz iğrençliğe gönderilecek.

ističući da svi optuženici koje traži mksj moraju odmah da se pošalju u hag, drašković je rekao da su oni doneli sramotu njegovoj zemlji i da ne zaslužuju da budu zaštićeni.
icty tarafından aranan bütün şüphelilerin derhal lahey'e gönderilmesi gereğini vurgulayan draskoviç, bu kişilerin ülkelerine utanç getirdiğini ve korunmayı hak etmediklerini söyledi.

njihovi napori su, međutim, ometeni: u štampu su curele informacije, što je omelo operaciju, na sramotu vlasti.
fakat bir köstebeğin basına bilgi sızdırarak, operasyonu baltalaması ve hükümeti zor durumda bırakması üzerine soruşturma kapsamındaki çalışmaları durdurulmuştu.

učiteljica irena jerina kaže za setimes da je crna gora, kao i celokupan balkan, i dalje patrijarhalno društvo, u kojem već i samo pominjanje ovog problema donosi sramotu.
İlkokul eğitimi profesörü İrene jerina setimes'a verdiği demeçte, karadağ'ın yanı sıra tüm balkanlar'ın, hâlâ bu sorunu telaffuz etmenin utanç getirdiği ataerkil bir toplum olduğunu söyledi.

safeta muhić, sestra žrtve safeta fejzića, opisala je presudu kao "ogromnu sramotu za sud i za državu (srbiju)".
kurbanlardan safet feyziç'in kızkardeşi safeta muhiç, kararı "hem mahkeme hem de (sırbistan) devlet açısından son derece utanç verici" olarak nitelendirdi.

lokalni političari neće preuzeti odgovornost i inicijativu sve dok se ohr ne odrekne svojih ovlašćenja, tvrdi esi, dodajući da ona predstavljaju «sramotu» za zemlju članicu saveta evrope.
yerel siyasilerin ytd yetkilerinden feragat etmedikçe sorumluluk ve inisiyatif almayacaklarını savunan esi, bunların avrupa konseyi üyesi bir ülke için "utanç kaynağı" olduğunu da ekliyor.

onde su svi knezovi severni i svi sidonci, koji sidjoše k pobijenima sa strahom svojim, stideæi se sile svoje; i leže neobrezani s onima koji su pobijeni maèem, i nose sramotu svoju s onima koji sidjoše u jamu.
‹‹bütün kuzey önderleri, bütün saydalılar orada. güçleriyle korku saldıkları halde öldürülenlerle birlikte utanç içinde indiler. sünnetsiz olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utanç içinde ölüm çukuruna inenlerin yanına kondular.

na veliku sramotu crnogorskog tužilaštva, dve strane kompanije -- dojče telekom i mađarski telekom -- postigle su 29. decembra nagodbu sa američkom komisijom za vrednosne papire (sec), pristajući da plate 95 miliona dolara kako bi se oslobodile tvrdnji da su prekršile propise u svom poslovanju, ne samo u crnoj gori, nego i u makedoniji.
karadağlı savcıları utanca boğan bir hareketle, iki firma -deutsche telekom ve magyar telekom- 29 aralık'ta abd menkul kıymetler ve borsa komisyonu (sec) ile anlaşmaya vararak, sadece karadağ'da değil, makedonya'da da yaptıkları işlemlerde kuralları ihlal ettikleri yönündeki iddiaları yatıştırmak üzere 95 milyon dolar ödemeyi kabul etti.