검색어: landon (에스페란토어 - 터키어)

la plimulto el ni amas nian landon.
Çoğumuz ülkemizi seviyoruz.

tiuj incidentoj demoralizas la tutan landon.
böyle bir gösteri tüm ülkenin moralini bozabilir.

calamidad trafis la landon de la okcidento.
batıdaki topraklarda şeytan bir şeyler peşinde prens ashitaka.

mi agos kiel ataturko, ĉi tiun landon mi modernigos.
atatürk gibi yapacağım! Ülkeyi modernleştireceğim.

ni cheestas por liberigi la landon de ghia tirano.
bu gece toplanma nedenimiz ülkemizi bir çılgından kurtarmaktır.

malgrau la persekutoj, mi shatas tiun-chi landon.
tüm çektiğim eziyete rağmen bu ülkeyi hala seviyorum.

"ni senigos la landon je kontraŭ-revoluciuloj."
karşı devrimcilerden kurtulacağız.

mi havas vizon. vizon por eniri en la landon.
bir giriş vizesi, evrak burada.

kaj dividu inter vi cxi tiun landon laux la triboj de izrael.
‹‹bu ülkeyi İsrail oymaklarına göre aranızda paylaşacaksınız.

bi Ĝiz Ĉiutage soldatoj mortas... protektante la landon kontraŭ maldeco.
- vay canına! - askerlerimiz, ülkemiz için ölüyorlar... bak!

kaj ecx la nomo de la urbo estos homomulto. kaj oni purigos la landon.
orada hamona adında bir kent olacak. böylelikle ülke arındırılacak.›

mi venis en cxi tiun landon demandi la cervo dio, por levi ĉi malbeno.
buraya nago'nun laneti kalksın diye ormanın ruhu'na yalvarmaya geldim.

antaux ol mi foriros senrevene en la landon de mallumo kaj de morta ombro,
karanlık ve ölüm gölgesi diyarına,

kun la arbaro foriris kaj la lupoj kun ĝi, tiu estos en landon de ricxeco.
orman ve içindeki kurtlar temizlendikten sonra bu ıssız yer dünyanın en zengin ülkesi olacak.

trapasu vian landon kiel rivero, ho filino de tarsxisx; jam nenio vin zonas.
ey tarşiş kızı, artık engel yok.

la estro de la turka registaro sin prezentas kiel viktimon de internacia komploto celanta malstabiligi la landon.
türkiye başbakanı kendisini ülkenin istikrarını bozmayı hedefleyen uluslararası komplonun kurbanı olarak tanıtıyor.

-mi jam rezignis tiom da aferoj. mi jam rezignis mian landon. mi jam rezignis mian familion.
Ülkemden vazgeçtim, ailemden mesleğimden vazgeçtim, tiyatrodan vazgeçtim.

elisxa mortis, kaj oni enterigis lin. kaj militistaroj de moab venis en la landon en la komenco de la jaro.
elişa öldü ve gömüldü. her ilkbaharda moav akıncıları İsrail topraklarına girerlerdi.

kaj josuo batis ilin de kadesx-barnea gxis gaza, kaj la tutan landon gosxen, gxis gibeon.
kadeş-barneadan gazzeye kadar, givona kadar uzanan bütün goşen bölgesini egemenliği altına aldı.

en la landon, kie la lumo estas kiel mallumo, kie estas morta ombro kaj senordeco, kie estas lume kiel en mallumego.
aydınlığın karanlığı andırdığı yere.››