검색어: and tell me how is everything going (영어 - 터키어)

how is everything?
her şey nasıl?

come to me and tell me what it is.
bana gelin ve neler olduğunu söyleyin.

tell me how you feel.
bana nasıl hissettiğini söyle.

tell me how he got it.
onun onu nasıl aldığını bana söyle.

tell me how tom and mary met.
tom ve mary'nin nasıl tanıştığını bana söyle.

tell me how to spell the word.
bana kelimeyi nasıl heceleyeceğimi söyle.

just tell me how to get there."
sadece oraya nasıl gidebilirim, bana onu anlat." dedim.

ok, and tell me when you're done.
tamam, bittiği zaman bana söyle.

can you tell me how to fill in this form?
bu formu nasıl dolduracağımı bana söyler misin?

please tell me how to get to the airport.
lütfen bana havalanına nasıl gideceğimi söyle.

can you tell me how to get to the city hall?
belediye binasına nasıl gidildiğini söyler misiniz?

can you tell me how to get to lincoln center?
lincoln center'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?

could i go and speak to older and wiser people who would tell me how they made sense of the things that are going on?
gidip, daha yaşlı ve daha bilgili kişilere sorsam tüm bu olup bitenleri bir mantığa sığdırarak açıklayabilirler miydi?

could you tell me how to get to osaka station?
osaka istasyonuna nasıl gideceğimi bana söyler misiniz?

could you please tell me how to get to the station?
İstasyona nasıl gideceğimi lütfen bana söyleyebilir misiniz?

excuse me, can you tell me how to get to central park?
affedersiniz, central park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?

stop beating around the bush and tell me plainly what you want from me.
lafı dolandırma ve benden ne istediğini açıkça söyle.

paul is the designer of this wand, and maybe its easiest for him to come over here and tell me in person what's going on.
paul bu çubuğun tasarımcısı, ve belki de en kolayı onun buraya gelip bana nerede yanlış yaptığımı söylemesidir.

put the little pieces in your pocket or in your backpack, and tell me how many questions you got correctly."
parçaları cebinize ya da çantanıza koyun, ve bana kaç tane soruyu çözebildiğinizi söyleyin."

and then you've got to tell me how you're going to do it, and what it is you're going to do. how you're going to do it.
ve sonra bana bunu nasıl yapacağınızı ve sizin ne yapacağınızı söylemeniz lazım. nasıl yapacağınızı.