검색어: bill did nothing else but joke (영어 - 터키어)

nothing else.
baska bir sey degil.

the baby did nothing but cry.
bebek ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

i did nothing.
hiçbir şey yapmadım.

he did nothing but read newspapers.
gazete okumaktan başka bir şey yapmadı.

he did nothing wrong.
o yanlış bir şey yapmadı.

there's nothing else.
başka bir şey yok.

but nothing else does either.
fakat başka bir şey de sahip değil.

"i am interested in nothing else but the rs.
kısa bir süre önce yaptığı bir açıklamada, “beni tek ilgilendiren şey sc.

he says he did nothing wrong.
eski bakan suç işlemediğini iddia ediyor.

i did nothing during the holidays.
tatil sırasında hiçbir şey yapmadım.

nothing else," ljevar told setimes.
başka birşey değil." dedi.

you are being recompensed for nothing else but your deeds.”
siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.

i have heard nothing else from him yet.
henüz ondan bir haber almadım.

there's nothing else left to be done.
yapılacak başka hiçbir şey kalmadı.

i created the jinn and humans for nothing else but that they may serve me;
ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.

the advantage the country had was human capital -- nothing else but human capital.
Çin'in sahip olduğu avantaj insan sermayesiydi -- başka bir şey değil sadece insan.

and nothing else emerged that really was as serious as that.
ve bu kadar ciddi boyutta başka da bir sorunumuz olmadı.

now i come back to you. nothing else to look at, right?
artık size bakıyorum. bakacak başka birşey yok, değil mi?

most scientific breakthroughs are nothing else than the discovery of the obvious.
bilimsel buluşların çoğu bilinenin keşfinden başka bir şey değildir.

"it is enough talking, there is just talking and nothing else.
setimes'a konuşan jovanoviç, "bu kadar laf yeter, sadece laf var, başka hiçbir şey yok.