검색어: i am saying serious (영어 - 터키어)

i am saying nothing
ben hiçbir şey söylüyorum

do you understand what i am saying?
ne söylediğimi anlıyor musun?

do you understand what i am saying to you?
sana ne dediğimi anlıyor musun?

i am going to make him a serious offer.
ona ciddi bir teklif yapacağım.

i am saying something. and your eyes and your brain are saying something back.
ben bir şey söylüyorum, gözlerin ve beynin karşılık veriyor.

saying, ‘i am your exalted lord!’
"ben sizin en yüce rabbinizim" dedi.

saying, "i am your supreme lord".
"ben sizin en yüce rabbinizim" dedi.

saying, "i am your lord, most high".
"ben sizin en yüce rabbinizim" dedi.

nobody stayed alive, here i am saying goodbye to them and parting once more," said zejna huskic.
kimse hayatta kalmadı, burada onlara elveda diyor ve onlardan bir kez daha ayrılıyorum." dedi.

i'm not saying that i support the terrorists in iraq, but as a sociologist, what i am saying is i understand.
size irak'taki teroristleri desteklediğimi söylemiyorum, ama bir sosyolog olarak söylediğim şey onları anladığım.

your lord inspired the angels saying, "i am with you.
rabbin meleklere, "sizinle beraberim, inananları destekleyin.

but i am saying that the more freedom that we give introverts to be themselves, the more likely that they are to come up with their own unique solutions to these problems.
ancak benim söylediğim içe dönüklere kendileri olmaları için ne kadar özgürlük verirsek onlar da bu sorunlara kendi çözümlerini o kadar üretebilirler.

when thy lord inspired the angels, (saying): i am with you.
rabbin meleklere, "sizinle beraberim, inananları destekleyin.

so he cried unto his lord, saying: i am vanquished, so give help.
bunun üzerine rabbine: "ben yenik düştüm, yardım et!" diye yalvardı.

saying: "i am alone your lord, the highest of them all."
"ben sizin en yüce rabbinizim" dedi.

and he swore unto them (saying): lo! i am a sincere adviser unto you.
"doğrusu ben size öğüt verenlerdenim" diye ikisine yemin etti.

then he supplicated to his lord, (saying): 'i am overcome, help me'
bunun üzerine rabbine: "ben yenik düştüm, yardım et!" diye yalvardı.

and basically, i called the, you know, i convinced the white estate, and what an intersection of like, you know, polish jew, you know, main wasp family. here i am, saying, i'd like to do something to this book.
ve ilk olarak polonyalı yahudi ve asıl wasp ailesi arasında,... ...benzer bir etkileşim kurma konusunda,... ...white estate yayınevi'ni arayarak... ... bu kitaba yapmak istediklerim için ikna ettim.