검색어: justified (영어 - 터키어)

justified
justified

justified reason
gerekÇelİ karar

this is justified.
bu haklı.

justified (keyname)
İkİ yana yasli

so my retribution was justified.
sonunda azabım hak oldu.

are these fears justified?
sizce bunlar yerinde endişeler mi?

you will then be fully justified."
(o zaman) benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır (artık benden ayrılmakta mazur sayılırsın).

but upon many the punishment has been justified.
ama birçoğuna da azab hak olmuştur.

but wisdom is justified of all her children.
ne var ki bilgelik, onu benimseyen herkes tarafından doğrulanır.››

right of immediate termination of employee on justified grounds
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı

each of them denied the messengers, so my penalty was justified.
bunların hepsi, resulleri yalanlamaktan başka bir şey yapmadılar. sonunda azabım hak oldu.

but there are many (men) on whom the punishment is justified.
bir çok kişi de azabı hakketmiştir.

a part he hath guided, and upon a part the straying hath been justified.
(o) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da sapıklık hak oldu.

however, belgrade resident danijel rovcanin thinks the decision is justified.
ancak belgradlı danijel rovcanin, kararın haklı olduğunu düşünüyor.

there was not one but belied the apostles, wherefore justified was my wrath.
bunların hepsi, resulleri yalanlamaktan başka bir şey yapmadılar. sonunda azabım hak oldu.

can he against whom the sentence of punishment has been justified (be rescued)?
azap sözü kendisi üzerinde hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)?

" - "wise blood"*"nobody with a good car needs to be justified.
" - "wise blood"*"nobody with a good car needs to be justified.

then of them were some whom allah guided, and of them were some upon whom the straying was justified.
allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler.

therefore being justified by faith, we have peace with god through our lord jesus christ:
böylece imanla aklandığımıza göre, rabbimiz İsa mesih sayesinde tanrıyla barışmış oluyoruz.

moreover whom he did predestinate, them he also called: and whom he called, them he also justified: and whom he justified, them he also glorified.
tanrı önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdıklarını akladı ve akladıklarını yüceltti.