검색어: jedini (크로아티아어 - 터키어)

jedini
tek

nisu jedini.
jani ve babası bu düşüncelerinde yalnız değil.

on je jedini kandidat.
papulyas seçimlere rakipsiz katılıyor.

ali, to nije jedini smjer.
fakat tek yön bu değildir.

međutim, to nije jedini čimbenik.
ancak tek faktör bu değil.

nisu bili jedini koji su tako razmišljali.
tola ve gramoz, bu düşüncelerinde yalnız değildi.

jedini način jest politički dijalog".
tek yol siyasi diyalog."

bio je jedini kandidat za tu funkciju.
kyriakou görev için tek adaydı.

lajić nije jedini srbin koji tako misli.
lajiç bu görüşteki tek sırp değil.

Đukanović jedini kandidat za čelnika dps-a
karadağ lideri cukanoviç, dps genel başkanlığı seçimine rakipsiz giriyor

gubitak ulaganja i vremena nije jedini problem.
tek sorun yatırım ve zaman kaybı da değil.

kovačević: jesu, to je tada bio jedini problem.
kovaçeviç: evet, o zamanlar tek sorun buydu.

mladićev slučaj nije jedini potencijalni uzrok zastoja.
mladiç davası, süreci geciktirme potansiyeli taşıyan tek etken değil.

ahtisaari kaže kako je neovisnost jedini odgovor za kosovo
ahtisaari: kosova için tek yanıt bağımsızlıktır

bio je jedini kandidat koji je prihvatio kratkoročno imenovanje.
jonuz, kısa süreli görevi kabul eden tek adaydı.

jedini problem jest što konkurencija ovdje postaje još oštrija.
tek sorun rekabetin giderek artması.

međutim političke razlike nisu jedini krivac za takvo stanje.
fakat suç yalnızca siyasi farklılıkların değil.

iskreno, u početku su nam jedini sponzori bili roditelji djece.
ve dürüst olmak gerekirse, başlangıçta tek destekçimiz, çocukların aileleriydi.

oni su jedini branitelji naslova koji su ponovno osvojili zlatna odličja.
sadece bu ikili şampiyonluk unvanlarını korumayı başardı.

"izvješće svjetske banke nije jedini čimbenik koji će privući ulaganja.
istrefi, "dünya bankası raporu yatırımı etkileyecek tek faktör değil.