검색어: yiyor (터키어 - 스페인어)

tom ne yiyor?
¿qué está comiendo tom?

kedi yemek yiyor.
el gato está comiendo.

tom, çok az yiyor.
tom come muy poco.

birisi yemek yiyor.
alguien está comiendo.

kadın bir portakal yiyor.
la mujer se está comiendo una naranja.

o, akşam yemeğini yiyor.
ella está cenando.

gece. aile akşam yemeğini yiyor.
es de noche. la familia está cenando.

o şimdi akşam yemeği yiyor.
ella está cenando ahora.

yağı yiyor, yünü giyiyor, besili koyunları kesiyorsunuz, ama sürüyü kayırmıyorsunuz.
pero vosotros os coméis a las mejores de ellas y os vestís con la lana. degolláis a la oveja engordada, y no apacentáis al rebaño

ve dediler, "nasıl olur da bu elçi yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor?
y dicen: «¿qué clase de enviado es éste que se alimenta y pasea por los mercados?

dediler: "bu elçiye ne oluyor ki yemek yiyor, çarşılarda geziyor?
y dicen: «¿qué clase de enviado es éste que se alimenta y pasea por los mercados?

kral dedi ki: "düşümde yedi semiz inek görüyorum. bunları yedi cılız inek yiyor.
el rey dijo: «he visto siete vacas gordas a las que comían siete flacas, y siete espigas verdes y otras tantas secas.

Şunu da söylemişlerdir: "ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor.
y dicen: «¿qué clase de enviado es éste que se alimenta y pasea por los mercados?

Öteki de: "ben de, görüyorum ki başımın üstünde ekmek taşıyorum, kuşlar ondan yiyor.
y el otro dijo: «yo me he visto llevando sobre la cabeza pan, del que comían los pájaros.

bize şunu hallet: yedi semiz ineği, yedi cılız inek yiyor. ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak.
¡acláranos qué significan siete vacas gordas a las que comen siete flacas y siete espigas verdes y otras tantas secas!

görmediler mi ki, biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri.
¿es que no ven cómo conducimos el agua a la tierra pelada y, gracias a ella, sacamos los cereales de que se alimentan sus rebaños y ellos mismos?

görmüyorlar mı biz nasıl suyu, kuru, otsuz yere sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları da, kendileri de yiyor?
¿es que no ven cómo conducimos el agua a la tierra pelada y, gracias a ella, sacamos los cereales de que se alimentan sus rebaños y ellos mismos?

kıral dedi ki: "rüyamda yedi semiz inek görüyorum, onları yedi zayıf inek yiyor; ayrıca yedi yeşil ve yedi kuru başak...
el rey dijo: «he visto siete vacas gordas a las que comían siete flacas, y siete espigas verdes y otras tantas secas.

ferisilerden bazı din bilginleri, onu günahkârlar ve vergi görevlileriyle birlikte yemekte görünce öğrencilerine, ‹‹niçin vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?›› diye sordular.
y cuando los escribas de los fariseos le vieron comer con los pecadores y publicanos, decían a sus discípulos: --¿por qué come con los publicanos y pecadores

her gün tapınakta toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve tanrı'yı övüyorlardı. bütün halkın beğenisini kazanmışlardı. rab de her gün yeni kurtulanları topluluğa katıyordu.
ellos perseveraban unánimes en el templo día tras día, y partiendo el pan casa por casa, participaban de la comida con alegría y con sencillez de corazón