검색어: içerek (터키어 - 영어)

sigara içerek oturdum.
i sat smoking a pipe.

aşağıdakileri içerek şekilde tasarlanacaktır:
it shall be designed to incorporate the follows:

İki aşık çay içerek yüz yüze oturdular.
the two lovers sat face to face, drinking tea.

yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
he began his meal by drinking half a glass of ale.

o, peşpeşe viski içerek barda oturdu.
she sat at the bar downing shot after shot of whisky.

bu arkadaşınızı yanında şarap içerek de tüketemezsiniz.
you never run out of that companion as you drink this wine, too.

sonra ant içerek Şimiye, ‹‹Ölmeyeceksin!›› dedi.
therefore the king said unto shimei, thou shalt not die. and the king sware unto him.

tom bir su şişesinden su içerek kapının yanında durdu.
tom stood by the gate, drinking from a water bottle.

wen bir domaine tselepos şarabı içerek yunan ihracatının kapısını açtı.
wen drank a domaine tselepos wine, opening the door for greek exports.

petrus ant içerek, ‹‹ben o adamı tanımıyorum›› diye yine inkâr etti.
and again he denied with an oath, i do not know the man.

atalarına ant içerek söz verdiğim ülkeyi görmeyecek. beni küçümseyenlerden hiçbiri orayı görmeyecek.
surely they shall not see the land which i sware unto their fathers, neither shall any of them that provoked me see it:

atalarımıza ant içerek söz verdiği ülkeye götürmek ve orayı bize vermek için bizi mısırdan çıkardı.
and he brought us out from thence, that he might bring us in, to give us the land which he sware unto our fathers.

davut bir peygamberdi ve soyundan birini tahtına oturtacağına dair tanrının kendisine ant içerek söz verdiğini biliyordu.
therefore being a prophet, and knowing that god had sworn with an oath to him, that of the fruit of his loins, according to the flesh, he would raise up christ to sit on his throne;

belgrad medyasında çıkan haberlere göre, mahkum aşırı dozda ilaç içerek kasıtlı olarak tansiyonunu yükseltti.
media in belgrade say he deliberately induced high blood pressure by overdosing on medicine.

İki üsteki erler bh yerine sc'yi savunmak üzere and içerek yeni bh savunma yasasını ihlal etmişlerdi.
the recruits at two bases swore to defend rs instead of bih, thus violating the new bih defence law.

‹‹rab size ve atalarınıza ant içerek söz verdiği gibi sizi kenan topraklarına getirecektir. orayı size verdiği zaman,
and it shall be when the lord shall bring thee into the land of the canaanites, as he sware unto thee and to thy fathers, and shall give it thee,

petrus kendine lanet okuyup ant içerek, ‹‹o adamı tanımıyorum!›› dedi. tam o anda horoz öttü.
then began he to curse and to swear, saying, i know not the man. and immediately the cock crew.

ancak bu serveti toplama yeteneğini size verenin tanrınız rab olduğunu anımsayın. atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı sürdürmek amacıyla bugün de bunu yapıyor.
but thou shalt remember the lord thy god: for it is he that giveth thee power to get wealth, that he may establish his covenant which he sware unto thy fathers, as it is this day.

prag’a giriş yapmak benim için büyük bir rahatlama oldu, çünkü nihayet arkadaşımla buluşup birkaç içki içerek sohbet etme fırsatı bulabildim.
entering prague was quite a relief as i finally met with my friend and had a normal chat over a couple of drinks.

arnavutluk cumhurbaşkanı bamir topi (solda) 24 temmuz salı günü ant içerek göreve başladı. [gent shkullaku]
albanian president bamir topi (left) was sworn into office on tuesday (july 24th). [gent shkullaku]