검색어: yaratabilir (터키어 - 영어)

pavkoviç ise sorun yaratabilir.
pavkovic could be a bigger problem.

kainat yokluktan kendini yaratabilir.
the universe can spontaneously create itself out of nothing.

ve bu hareketlendirilmiş grafikler fark yaratabilir.
and that animated graphics can make a difference.

motorsikletinle harikalar yaratabilir ve oyunu kazanabilirsin
you can turn up trumps and win the game with your bike!

yaptırmak sizin açınızdan sıkıntı yaratabilir mi?
does sharing the hiv positivity

Çünkü sadece bu toprak akustik farklılığı yaratabilir.
because just that soil could make the acoustic difference.

türkiye bu alanda fark yaratabilir," şeklinde konuştu.
turkey can make a difference," he said.

fakat para ve siyasi dengesizlikler yine de engel yaratabilir.
but money and political instabilities could still create roadblocks.

bu da kosova halkında ciddi bir güven kaybı yaratabilir.
that could well mean a loss of credibility among kosovars," he said.

(allah sınırsız miktarda birbirinden farklı varlıkları yaratabilir.
and not alike are the two bodies of water.

ancak bu politika, İstanbullular açısından istenmeyen sonuçlar da yaratabilir.
such a policy, however, can have unintended consequences on the city's inhabitants.

kosova, tarım sektörünü geliştirerek istihdam yaratabilir. [reuters]
by developing the agriculture sector, kosovo could create jobs. [reuters]

yürümek ve konuşmamak gibi basit birşey yapmak nasıl bir fark yaratabilir?
how could doing such a simple thing like walking and not talking make a difference?

ya da içerisinde veya etrafında ilham alınabilecek basit yapılar yaratabilir miyiz?
or can we create simply sculptures that are very inspiring to be in and to be around?

ve ayrıca, sunulmasına izin verilebilecek olan en kötü ted talk'u yaratabilir misiniz?
and also, could you create the worst possible tedtalk that they would still let you get away with?

hastanın izni olmadan anti-hiv testi yaptırmak sizin açınızdan sıkıntı yaratabilir mi?
does performing anti-hiv test without the consent of the patient pose a problem for you?

hastanın ailesi de dahil olmak üzere başkalarıyla paylaşmak sizin açınızdan sıkıntı yaratabilir mi?
his/her family without the consent of him/her pose a problem for you?

ama orta yaşlı bir yöneticiye göre ayarında olan miktar yüz yüze ilişkilerini geliştirmesi gereken bir ergen için sorun yaratabilir.
but what might feel just right for that middle-aged executive can be a problem for an adolescent who needs to develop face-to-face relationships.

ancak mevcut koşullar düşünülürse, bu defa tam tersine caydırıcı bir etki yaratabilir," diye de ekliyor.
but this could as well play the other way around and turn into a major deterrent," he added.

lahey tarafından aranan bir diğer emekli general olan nebojsa pavkoviç'in durumu daha da ciddi sorunlar yaratabilir.
the case of another retired general wanted by the hague, nebojsa pavkovic, could pose even more serious problems.