검색어: bulunuyordu (터키어 - 월로프어)

pentikost günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu.
bi bésu màggalu pàntakot agsee, ñoom ñépp booloo nañu ci benn bérab.

o sırada yeruşalimde, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar yahudiler bulunuyordu.
fekk booba amoon na ay yawut yu daloon yerusalem, doon ay nit ñu ragal yàlla te bokk ci xeeti àddina yépp.

kenti çevreleyen surların on iki temel taşı bulunuyordu. bunların üzerinde kuzunun on iki elçisinin adları yazılıydı.
samp nañu miiru dëkk ba ci fukki fondamaa ak ñaar, yu ñu bind turi fukki ndawi mbote ma ak ñaar.

olup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. aralarında mecdelli meryem, küçük yakup ile yosenin annesi meryem ve salome bulunuyordu.
amoon na fa nag ay jigéen, ñu leen dand, di xool. xàmmi nañu ci: maryaama mi dëkk magdala, maryaama yaayu saag mu ndaw ak yuusufa, ak salome.

beni tapınakta adaklar sunarken buldukları zaman arınmış durumdaydım. Çevremde ne bir kalabalık ne de karışıklık vardı. ancak orada asya İlinden bazı yahudiler bulunuyordu.
bi ma koy def nag, gis nañu ma ca kër yàlla ga, ma setlu ba noppi, fekk ànduma ak mbooloo te indiwuma benn coow.

bunu kendiliğinden söylemiyordu. o yılın başkâhini olarak İsanın, ulusun uğruna, ve yalnız ulusun uğruna değil, tanrının dağılmış çocuklarını toplayıp birleştirmek için de öleceğine ilişkin peygamberlikte bulunuyordu.
loolu kayif waxu ko woon ci sagoom, waaye li mu nekkoon saraxalekat bu mag ba at mooma, moo tax yàlla xiirtal ko mu ne, yeesu dina dee ngir réew mi.

ama efendimize bu adamla ilgili yazacak kesin bir şeyim yok. bu yüzden onu sizin önünüze ve özellikle, kral agrippa, senin önüne çıkartmış bulunuyorum. amacım, bu soruşturmanın sonucunda yazacak bir şey bulabilmektir.
fekk awma dara lu wóor ci mbiram, lu ma man a bind sang bi. moo tax ma indi ko ci seen kanam, rawatina ci sa kanam buur agaripa, ngir sunu jataay may ma lu ma bind.