검색어: tüm dünyada (터키어 - 프랑스어)

bu maddelerin tüm dünyada toplam ele geçirilmeleri 2000 yılında 46 tonla doruğa ulaşmıştır.
les saisies globales de ces substances ont culminé à 46 tonnes en 2000.

kaliteli kumaşlar ve dayanıklı malzemelerin kullanıldığı bu ayakkabılar ile reebok tüm dünyada tanındı.
confectionnées avec des tissus luxueux et des matériaux techniques durables, ces chaussures ont largement contribué au succès de reebok.

tüm dünyayı ele geçir
faire la conquête du monde entier

2005 yılında, tüm dünyada 342 ton afyon, 32 ton morfin ve 58 ton eroin ele geçirilmiştir.
en 2005, 342 tonnes d’opium, 32 tonnes de morphine et 58 tonnes d’héroïne ont été saisies dans le monde.

2004 yılında tüm dünyada, toplamda 1.471 ton kenevir reçinesi ve 6.189 ton bitkisel kenevir ele geçirilmiştir.
de par le monde, 1471 tonnes de résine de cannabis et 6189 tonnes d’herbe de cannabis ont été saisies en 2004.

metamfetamin çok çeşitli ağır sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğundan, bu uyuşturucunun kullanım seviyelerinin artması tüm dünyada ciddi bir endişe sebebidir.
de par le monde, les niveaux croissants de consommation de méthamphétamines sont très préoccupants dans la mesure où cette drogue est associée à une série de graves problèmes de santé.

"bu, tüm dünyaya bir mesajdır."
ceci [le coran] n'est qu'un rappel à l'univers.

kutu 7.3 Çevresel eşiklerin ve gezegenin sınırlarının belirlenmesine doğru tahmin, 2015’te tüm dünyada su ve atık su hizmetlerinin bakımı için
les experts en sciences du système terrestre essayent de comprendre la complexité des interactions dans les processus bio-géophysiques qui déterminent la capacité de la terre à s'autoréguler.

daha önce duymamış olabilirsiniz, ışıkla boyama grafitide evrim olarak tanımlanabilir ve sokakları tuval olarak kullanıp ışıkla boyayarak tüm dünyada popüler olmuş bir akımdır.
si cela ne vous dit rien, la "peinture de lumière" est une évolution du graffiti, un nouveau mouvement mondial qui utilise la rue comme une toile et la peint avec de la lumière.

2005 yılında, tüm dünyada 12,9 ton amfetamin ele geçirilmiş olup, bunlar iki bölgede yoğunlaşmıştır: batı ve orta avrupa ile doğu ve güneydoğu asya.
À l’échelle mondiale, 12,9 tonnes d’amphétamines ont été saisies en 2005, essentiellement dans deux régions: l’europe centrale et occidentale, d’une part, et l’asie de l’est et du sud-est, d’autre part.

esrar, tüm dünyada en yaygın olarak üretilen ve kaçakçılığı yapılan bitki esaslı yasadışı uyuşturucu olmaya devam etmektedir (cnd, 2006).
le cannabis reste la drogue illicite la plus produite et la plus sujette au trafic dans le monde (cnd, 2006).

2004 yılında, tüm dünyada 210 ton afyon (veya 21 ton eroin dengi), 39,3 ton morfin ve 59,2 ton eroin ele geçirilmiştir.
en 2004, 210 tonnes d’opium (soit 21 tonnes d’équivalent héroïne), 39,3 tonnes de morphine et 59,2 tonnes d’héroïne ont été saisies dans le monde.

bu düğmeye, tüm dünyada 2500 den fazla şehir içeren listemizden bir konum seçmenizi sağlayacak olan konum ayarla iletişimini açmak için basınız. bir konum seçildikten sonra Şehir, vilayet ve ülke alanları doldurulur.
actionnez ce bouton pour ouvrir la boîte de dialogue de détermination d'emplacement, qui vous permettra de choisir un emplacement de notre liste de plus de 2 & #160; 500 villes dans le monde. une fois qu'un emplacement est choisi, les champs de ville, province et pays seront remplis.

o hafta, sadece tokyo halkı değil tüm dünya radyasyona maruz kalma endişesi içindeydi.
cette semaine là, ce ne sont pas seulement les habitants de tokyo, mais une bonne partie du monde qui a été prise de panique face au risque de contamination par les radiations.

bunların bir çoğu avrupa’ya kaçak olarak gelmekte olup, farkında olmaksızın tüm dünyaya taşınmaktadır.
le coût lié aux dommages induits par les espèces exotiques envahissantes et à leur contrôle aux États-unis ont été évalués à 80 milliards eur par an.

fourthirds sistemin sunduğu olanakları kompakt ölçülerde sunan olympus e-400 gibi bir dijital slr kameranın tüm dünya çapında değil de başlangıçta sadece avrupa pazarına sunulmuş olması şaşırtıcıydı.
oui, le olympus e-400 est bien un reflex, mais un reflex vraiment très compact et sa petite taille est frappante dès qu'on le voit et surprend encore plus lorsque l'on y monte dessus un téléobjectif un peu encombrant !

geçmişten gelen bu set, modern malzemeler ve 3d ultralite dış tabanlarıyla reebok classic koleksiyonunu tüm tarihimizdeki en hafif koleksiyon haline getirerek bugünün classic lite koleksiyonu için ilham kaynağı oldu.classic lite fikri 100 yıldan daha uzun bir spor geçmişinden ilham alınarak ortaya atıldı. freestyle, classic leather, ex-o-fit, workout ve npc modelleriyle reebok 1980'lerde çıtayı yükseltti. kaliteli kumaşlar ve dayanıklı malzemelerin kullanıldığı bu ayakkabılar ile reebok tüm dünyada tanındı. geçmişten gelen bu set, modern malzemeler ve 3d ultralite dış tabanlarıyla reebok classic koleksiyonunu tüm tarihimizdeki en hafif koleksiyon haline getirerek bugünün classic lite koleksiyonu için ilham kaynağı oldu.
forte de cet héritage, la nouvelle collection classic lite propose des modèles conçus avec des matériaux modernes et des semelles extérieures 3d ultralite, qui en font les plus légers de toute l'histoire de la collection classic de reebok.la classic lite est inspirée de plus de 100 ans d'histoire du sport. reebok se distingue de la concurrence dans les années 1980 avec ses modèles freestyle, classic leather, ex-o-fit, workout et npc. confectionnées avec des tissus luxueux et des matériaux techniques durables, ces chaussures ont largement contribué au succès de reebok. forte de cet héritage, la nouvelle collection classic lite propose des modèles conçus avec des matériaux modernes et des semelles extérieures 3d ultralite, qui en font les plus légers de toute l'histoire de la collection classic de reebok.