검색어: veux tu m'epouser (프랑스어 - 터키어)

que veux-tu ?
ne istiyorsun?

que veux-tu maintenant ?
Şimdi ne istiyorsun?

veux-tu t'en aller ?
gitmek istiyor musun?

veux-tu venir avec nous ?
bizimle gelmek ister misin?

ne veux-tu pas y aller ?
gitmek istemiyor musun?

veux-tu jouer au tennis avec nous ?
bizimle tenis oynamak ister misin?

ils lui dirent: où veux-tu que nous la préparions?
ona, ‹‹nerede hazırlık yapmamızı istersin?›› diye sordular.

veux-tu me tuer, comme tu as tué hier l`Égyptien?
‹yoksa dün mısırlıyı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?›

veux-tu savoir, ô homme vain, que la foi sans les oeuvres est inutile?
ey akılsız adam, eylem olmadan imanın yararsız olduğuna kanıt mı istiyorsun?

ce n'est là qu'une épreuve de toi, par laquelle tu égares qui tu veux, et guides qui tu veux. tu es notre maître.
bu, ancak senin bir sınamandan başka bir şey değil. onunla dilediğini doğru yoldan çıkarırsın, dilediğini doğru yola sevk edersin.

veux-tu donc disputer avec lui, parce qu`il ne rend aucun compte de ses actes?
niçin onunla çekişiyorsun?

la femme dit: qui veux-tu que je te fasse monter? et il répondit: fais moi monter samuel.
bunun üzerine kadın, ‹‹sana kimi çağırayım?›› diye sordu. saul, ‹‹bana samueli çağır›› dedi.

jusqu`à quand veux-tu discourir de la sorte, et les paroles de ta bouche seront-elles un vent impétueux?
sözlerin sert rüzgar gibi.

quand il voulut porter un coup à leur ennemi commun, il (l'israélite) dit: «o moïse, veux-tu me tuer comme tu as tué un homme hier?
bununla beraber mûsa, hem kendisinin hem de soydaşının hasmı olan adamı tutup onları ayırmak isterken soydaşı (kendisini yakalayacağını sanarak):“ne o, mûsa!” dedi, “dün bir adam öldürdüğün yetmemiş gibi bugün de beni mi öldürmek istiyorsun?