전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
y salvamos a los que creían y temían a alá.
biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
salvamos, en cambio, a los que creían y temían a alá.
biz inananları, korunup sakınanları kurtardık.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
los principales sacerdotes y los escribas estaban buscando cómo eliminarle, pues temían al pueblo
başkâhinlerle din bilginleri İsayı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
temían a jehovah, pero servían a sus dioses, según las prácticas de los pueblos de donde habían sido trasladados
böylece hem rabbe tapınıyorlar, hem de aralarından geldikleri ulusların törelerine göre kendi ilahlarına kulluk ediyorlardı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
pero ellos no entendían este dicho, pues les estaba encubierto para que no lo percibieran. y temían preguntarle acerca de este dicho
onlar bu sözü anlamadılar. sözü kavramasınlar diye anlamı kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsaya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
pero si decimos "de los hombres..." temían al pueblo, porque todos consideraban que verdaderamente juan era profeta
yok eğer ‹İnsanlardan› dersek...›› halkın tepkisinden korkuyorlardı. Çünkü herkes yahyayı gerçekten peygamber sayıyordu.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
entonces fue el capitán de la guardia del templo con los oficiales; y los llevaron, pero sin violencia, porque temían ser apedreados por el pueblo
bunun üzerine komutanla görevliler gidip elçileri getirdiler. halkın kendilerini taşlamasından korktukları için zor kullanmadılar.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
ellos procuraban prenderle, pero temían a la multitud, porque sabían que en aquella parábola se había referido a ellos. y dejándole, se fueron
İsanın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan yahudi önderler onu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için onu bırakıp gittiler.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
luego se reunieron junto a mí todos los que temían la palabra del dios de israel, a causa de la infidelidad de los del cautiverio; pero yo quedé sentado y consternado hasta el sacrificio de la tarde
sürgünden dönenlerin bu hainliğinden ötürü İsrailin tanrısının sözlerinden titreyenlerin hepsi çevremde toplandı. bense akşam sunusu sunulana dek dehşet içinde kaldım.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
entonces los que temían a jehovah hablaron cada uno con su compañero, y jehovah prestó atención y escuchó. y fue escrito un libro como memorial delante de él, para los que temen a jehovah y para los que toman en cuenta su nombre
bunun üzerine rabden korkanlar birbirleriyle konuştular. rab dediklerine kulak verip duydu. rabden korkup adını sayanlar için onun önünde bir anma kitabı yazıldı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
así aquellos pueblos temían a jehovah, y al mismo tiempo rendían culto a sus imágenes. lo mismo hicieron sus hijos y los hijos de sus hijos; como hicieron sus padres, así hacen ellos hasta el día de hoy
bu uluslar aynı zamanda hem rab'be, hem de putlarına tapıyorlardı. Çocukları ve torunları da bugüne dek ataları gibi yaşıyorlar.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
sucedió que al séptimo día murió el niño. y los siervos de david temían informarle que el niño había muerto, pues pensaban así: "he aquí que cuando el niño todavía vivía, le hablábamos, y él no quería escuchar nuestra voz. ¿cómo vamos a decirle que el niño ha muerto? ¡puede hacer algo malo!
yedinci gün çocuk öldü. davutun görevlileri çocuğun öldüğünü davuta bildirmekten çekindiler. Çünkü, ‹‹Çocuk daha yaşarken onunla konuştuk ama bizi dinlemedi›› diyorlardı, ‹‹Şimdi çocuğun öldüğünü ona nasıl söyleriz? kendisine zarar verebilir!››
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다