검색어: barbarians (영어 - 터키어)

barbarians
barbar

we're not barbarians.
biz barbarlar değiliz.

"those people need to be remembered as barbarians and nothing more," he said.
yazar, "bu insanların sadece barbar olarak hatırlanması gerekiyor, başka bir şey değil."

when the news of the defeat arrived in rome, it caused great fear for the arrival of the barbarians.
bozgun haberi roma'ya ulaştığında, barbarların geleceği korkusu büyük bir paniğe neden oldu.

i am debtor both to the greeks, and to the barbarians; both to the wise, and to the unwise.
greklere ve grek olmayanlara, bilgelere ve bilgisizlere karşı sorumluluğum var.

as for the emperor, he is the ruler of the world. as for the barbarians, they are the servants of the world.
İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır.

in the gothic war (535–552), and after the lombard invasion, it was held alternately by the byzantines and barbarians.
gotik savaşında (535-552) ve lombard işgalinden sonra, bizanslılar ve barbarlar tarafından dönüşümlü olarak kullanıldı.

during a meeting with his armenian counterpart serzh sargsyan in athens, papoulias said "turkish barbarians committed massacre against the greek and armenians at the start of the 20th century.
ermeni mevkidaşı serj sarkisyan ile atina'da yaptığı bir görüşmede papulyas, "barbar türkler, 20. yüzyılın başında yunan ve ermenilere karşı katliam yapmıştır.

and when the barbarians saw the venomous beast hang on his hand, they said among themselves, no doubt this man is a murderer, whom, though he hath escaped the sea, yet vengeance suffereth not to live.
yerliler pavlusun eline asılan yılanı görünce birbirlerine, ‹‹bu adam kuşkusuz bir katil›› dediler. ‹‹denizden kurtuldu, ama adalet onu yaşatmadı.››

"the barbarian invasions of the roman empire.
"the barbarian invasions of the roman empire.