검색어: come down (영어 - 터키어)

come down here.
aşağıya gel.

i'll come down.
aşağıya geleceğim.

he will come down soon.
yakında burnu sürtülecek.

the prices will come down.
fiyatlar düşecek.

prices ought to come down soon.
fiyatlar kısa sürede düşmeli.

i think you should come down here.
buraya inmen gerektiğini düşünüyorum.

she did not come down until 8:00.
sekize kadar aşağı gelmedi.

and the shaitans have not come down with it.
kur'ân’ı asla şeytanlar indirmiş değildir.

so i'll just let this chair come down.
Şimdi bu sandalyenin aşağıya gelmesine izin vereceğim.

food prices will come down soon, won't they?
gıda fiyatları yakında düşecek, değil mi?

shall i tell you on whom the satans come down?
"Şeytanların kime indiğini size haber vereyim mi?" de.

and so that's why the death rate did come down.
İşte ölüm oranının gerilemesinin sebebi bu idi.

such is allah's way that has come down from the past.
(bu,) allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir.

sometimes they just explode before your eyes or come down supersonic.
bazen siz göremeden patlıyorlar, yani sesten hızlı oluyorlar.

"does it all come down to holland and finland's mood?
blogcu, "her şey hollanda veya finlandiya'nın ruh hali yüzünden mi?

when he was come down from the mountain, great multitudes followed him.
İsa dağdan inince büyük bir kalabalık onun ardından gitti.

and here she comes down the ladder.
İşte merdivenden aşağı geliyor.

and the man said, "he's come down a long way, hasn't he?"
masadaki adam "Çok uzun bir yoldan gelmiş, değil mi?" dedi.

and it comes down to a couple of things.
bu birkaç şeyden kaynaklandı.

by oath of the sky from which comes down the rain.
andolsun o dönüşlü göğe,