검색어: hadi (터키어 - 이탈리아어)

hadi çık!
via!

hadi yaşayalım
chivi diamo

"hadi, tadıverin!
e allora gustate [il tormento]!

hadi yemek yap
lascia cuocere

hadi size emredileni yapın!
fate quello che vi si comanda!”.

hadi, size emredilen şeyi yapın.
fate quello che vi si comanda!”.

hadi, tadın biriktirmiş olduklarınızı!"
gustate dunque quello che avete accumulato!”.

buyurdu: "hadi, süre verilenlerdensin."
[allah] disse: “che tu sia fra coloro a cui è concessa la dilazione,

hadi açık bir kanıt getirin bize!"
recateci una prova inequivocabile!”.

hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!"
interrogateli, se possono parlare!”.

hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!
consideri l'uomo il suo cibo:

eğer doğru sözlülerseniz, hadi getirin kitabınızı!
portate la vostra scrittura, se siete veritieri.

firavun, doğru söyleyenlerdense hadi dedi, göster onu.
disse: “portala dunque, se sei fra i veritieri”.

de ki: doğrucuysanız hadi, delillerinizi getirin bakalım.
di': “portatene una prova, se siete veritieri”.

"hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."
“andate di buon'ora alla vostra piantagione, se volete raccogliere”.

eğer doğru sözlülerden isen, hadi bir mucize getir."
dacci un segno, se sei veridico”.

"hadi getirsene bize o melekleri, eğer doğru sözlülerdensen!"
perché, se sei sincero, non sei accompagnato dagli angeli?”.

"eğer doğru sözlülerdensen, hadi üzerimize gökten parçalar düşür!"
fai cadere su di noi dei pezzi di cielo, se sei veridico!”.

"madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin!" diye.
“andate di buon'ora alla vostra piantagione, se volete raccogliere”.