Je was op zoek naar: اعينهما (Arabisch - Turks)

ولكن أمسكت اعينهما عن معرفته.
ama onların gözleri onu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.

فانفتحت اعينهما وعرفاه ثم اختفى عنهما.
o zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise gözlerinin önünden kayboldu.

حينئذ لمس اعينهما قائلا بحسب ايمانكما ليكن لكما.
bunun üzerine İsa körlerin gözlerine dokunarak, ‹‹İmanınıza göre olsun›› dedi.

فتحنن يسوع ولمس اعينهما فللوقت ابصرت اعينهما فتبعاه
İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. o anda yeniden görmeye başladılar ve o'nun ardından gittiler.

فانفتحت اعينهما. فانتهرهما يسوع قائلا انظرا لا يعلم احد.
ve adamların gözleri açıldı. İsa, ‹‹sakın kimse bunu bilmesin›› diyerek onları sıkı sıkı uyardı.

فانفتحت اعينهما وعلما انهما عريانان. فخاطا اوراق تين وصنعا لانفسهما مآزر
İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

فأكل آدم وحواء من الشجرة التي نهاهما الله عنها ، فانكشفت لهما عوراتهما ، وكانت مستورةً عن أعينهما ، فأخذا ينزعان من ورق أشجار الجنة ويلصقانه عليهما ؛ ليسترا ما انكشف من عوراتهما ، وخالف آدم أمر ربه ، فغوى بالأكل من الشجرة التي نهاه الله عن الاقتراب منها .
bunun üzerine , çirkin yerleri kendilerine açıldı ; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar . Âdem , rabbine isyan etmiş , azmış , ziyana uğramıştı .