Je was op zoek naar: krydderier (Deens - Turks)

krydderier.
- baharat.

krydderier?
baharatlar?

- krydderier.
Şimdi nerede?

- krydderier?
- baharat mı?

ris og krydderier.
pirinç, soya fasulyesi ve erik getirdim.

masser af krydderier.
perhiz bitti artık.

- det er bare krydderier.
baharatlı bir şey.

den blander krydderier i.
onu pürelerimize baharat karıştırmak olarak kullanırız.

"urter, krydderier og te."
bitki, baharat ve çay.

de har deres egne krydderier.
onların kendi baharatları var.

drysset med ristede krydderier?
Üzerine kavrulmuş baharatlar serpiştirilmiş.

- glem nu ikke krydderier og salt.
- baharatla tuz atmayı unutma sakın.

caraibiske krydderier er lidt tricky.
- bilmem ki... - evet, bu karayıp baharatları herkese göre değil.

uimodståelig duft. honning og krydderier.
ballı baharat karışımı.

- der er mange andre krydderier.
kibirli mi? biber var, kekik var, biberiye...

krydderier? vil du tale om krydderier?
baharatlar, baharatlar hakkında konuşmak ister misin?

masser af krydderier men ingen mad.
bir ev dolusu baharat ve hiç yiyecek yok.

han solgte te, krydderier og urter.
Çay, baharat ve bitki satardı.

- der er flere krydderier på hylden.
belki bayan dash'in, baharatlıktaki tek baharat olmadığını hatırlaması lazımdır.

krydderier er denne verdens stærkeste magi.
baharatlar bu dünyanın en güçlü sihirleridir.