Je was op zoek naar: chariots (Engels - Turks)

five chariots
beŞ savaŞ arabasiconstellation name (optional)

officer for chariots
savas arabasi memuruconstellation name (optional)

==books==* "chariots of the gods?
==kitapları==* "chariots of the gods?

dedan was thy merchant in precious clothes for chariots.
sana eyerlik kumaş verdi.

or ever i was aware, my soul made me like the chariots of amminadib.
tutkum bindirdi beni soylu halkımın savaş arabalarına.

and elam bare the quiver with chariots of men and horsemen, and kir uncovered the shield.
kîr halkı kalkanlarını açtı.

and there went up with him both chariots and horsemen: and it was a very great company.
arabalarla atlılar da onları izledi. büyük bir alay oluşturdular.

and solomon had forty thousand stalls of horses for his chariots, and twelve thousand horsemen.
süleymanın savaş arabalarının atları için kırk bin ahırı ve on iki bin atlısı vardı.

it is known as 五車三 (the third star of the five chariots) in traditional chinese astronomy.
geleneksel Çin gökbiliminde 五車三 (beş arabanın üçüncü yıldızı) olarak tanımlanır.

and he took six hundred chosen chariots, and all the chariots of egypt, and captains over every one of them.
seçme altı yüz savaş arabasının yanısıra, mısırın bütün savaş arabalarını sorumlu sürücüleriyle birlikte yanına aldı.

and it came to pass after this, that absalom prepared him chariots and horses, and fifty men to run before him.
bundan sonra avşalom kendisine bir savaş arabası, atlar ve önünde koşacak elli kişi hazırladı.

a. d. crown, in "some trust in chariots", explains how this is simply wrong.
chariots’ın some trust kısmındaki a. d. crown, bunun nasıl yanlış olduğunu açıklamaktadır.

and the egyptians shall know that i am the lord, when i have gotten me honour upon pharaoh, upon his chariots, and upon his horsemen.
firavun, savaş arabaları ve atlılarından ötürü yücelik kazandığım zaman, mısırlılar bilecek ki, ben rabbim.››

and there came out against them zerah the ethiopian with an host of a thousand thousand, and three hundred chariots; and came unto mareshah.
kûşlu zerah binlerce asker ve üç yüz savaş arabasıyla mareşaya ilerledi.

at the delta terminal, the chariots—or automated guided vehicles (agv)—are unmanned and each carries one container.
delta terminalinde özel araçlar veya otomatik İşletilen araçlar (agv) insansız olarak her biri sadece bir konteyneri taşımaktadır.

and i brought your fathers out of egypt: and ye came unto the sea; and the egyptians pursued after your fathers with chariots and horsemen unto the red sea.
evet, atalarınızı mısırdan çıkardım; gelip denize dayandılar. mısırlılar savaş arabalarıyla, atlılarıyla atalarınızı kızıldenize dek kovaladılar.

and his servant zimri, captain of half his chariots, conspired against him, as he was in tirzah, drinking himself drunk in the house of arza steward of his house in tirzah.
savaş arabalarının yarısına komuta eden zimri adındaki bir görevlisi ona düzen kurdu. ela o sırada tirsada sarayının sorumlusu arsanın evinde içip sarhoş olmuştu.

but the syrians fled before israel; and david slew of the syrians seven thousand men which fought in chariots, and forty thousand footmen, and killed shophach the captain of the host.
davut bunu duyunca, bütün İsrail ordusunu topladı. Şeria irmağından geçerek onlara doğru ilerleyip karşılarında savaş düzeni aldı. davut savaşmak için düzen alınca, aramlılar onunla savaştılar.

and david took from him a thousand chariots, and seven thousand horsemen, and twenty thousand footmen: david also houghed all the chariot horses, but reserved of them an hundred chariots.
bin savaş arabasını, yedi bin atlısını, yirmi bin yaya askerini ele geçirdi. yüz savaş arabası için gereken atların dışındaki bütün atları da sakatladı.

chariot
savaş arabası