Je was op zoek naar: groaning (Engels - Turks)

tom is groaning.
tom inliyor.

tom started groaning.
tom inlemeye başladı.

tom was groaning in pain.
tom acı içinde inliyordu.

"put a stop to your groaning now!
boşuna feryad etmeyin bugün!

the condemned ones will live in hell fire, sighing and groaning
ama kutsuz olanlar, gerçekten de ateştedir, onların inliyerek nefes almaları da oradadır, biten bir inilti gibi nefes vermeleri de.

there is groaning for them therein, and they do not hear.
onlar için bir inleme ve soluma vardır! ve onlar orada (azabın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.

for them therein shall be groaning and therein they shall not hear.
onlar için bir inleme ve soluma vardır! ve onlar orada (azabın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.

there will only be groaning for them, and they will not hear any thing.
onlar için bir inleme ve soluma vardır! ve onlar orada (azabın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.

the fire will scorch their faces and they will be groaning therein in pain.
(orada onların) yüzlerini ateş yalar. Öyle ki (ateşin) içinde (dehşetten dudakları gerilir de) dişleri açıkta kalır.

even to day is my complaint bitter: my stroke is heavier than my groaning.
İniltime karşın tanrının üzerimdeki eli ağırdır.

to hear the groaning of the prisoner; to loose those that are appointed to death;
Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.

"put a stop to your groaning now! surely no help shall be provided to you from us.
"bağırıp dövünmeyin bugün, bizim karşımızda kimseden yardım göremezsiniz."

as for the wretched, they shall be in the fire: their lot therein will be groaning and wailing.
ama kutsuz olanlar, gerçekten de ateştedir, onların inliyerek nefes almaları da oradadır, biten bir inilti gibi nefes vermeleri de.

jesus therefore again groaning in himself cometh to the grave. it was a cave, and a stone lay upon it.
İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı. mezar bir mağaraydı, girişinde de bir taş duruyordu.

so as to those who are unhappy, they shall be in the fire; for them shall be sighing and groaning in it:
bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.

traditionally, a table groaning with food is a good chance for family gatherings," said muhamed sehic, of kladanj, a municipality between sarajevo and tuzla.
geleneksel olarak, yiyecek dolu bir sofra aile toplantıları için iyi bir fırsattır." diyor.