Je was op zoek naar: hibernating (Engels - Turks)

laptop lid is closed, hibernating now.
dizüstü bilgisayarın kapağı kapatıldı, bekleme kipine geçiliyor.

you are about to run out of battery power, hibernating now.
piliniz bitmek üzere, sistem bekleme konumuna geçiriliyor.

it involves a campaign of letter writing, research and phone calls to access my subjects, which can range from hamas leaders in gaza to a hibernating black bear in its cave in west virginia.
subjelerime ulaşabilmem için gereken yazışmaları, araştırmayı ve telefon görüşmelerini içeriyor. ki benim subjelerim gazze'deki hamas liderlerinden batı virginia'daki mağarasında kış uykusuna yatmış bir ayıya kadar çeşitlilik gösteriyor.

this has all moved very quickly, and the mouse experiments of hibernating mice happened in 2005; the first human studies were done in 2008, and we should know in a couple of years whether it works or not.
süreç oldukça hızlı ilerliyor, fareler üzerinde yapılan testler farelerin geçici ölüm durumuna alınması 2005'te oldu, ilk insanlı çalışmalar 2008 yılında yapıldı ve birkaç yıl içinde işe yarayıp yaramadığını görmüş olacağız.