Je was op zoek naar: overpowering (Engels - Turks)

it's overpowering.
ajami kelimenin tam manasıyla suratınıza tokat indiriyor.

he is allah: the one, the overpowering.
o tek ve kahredici allah'tır.

has news of the overpowering event reached you?
(her yanı yaygın olarak kuşatacak olan) kıyametin haberi sana geldi mi?

so as for thamud, they were destroyed by the overpowering [blast].
-bunlardan semûd o korkunç zelzele ile yok edildi. Âd ise azgın bir kasırga ile imha edildi.

but they disobeyed the messenger of their lord, so he seized them with an overpowering grip.
böylece rablerinin elçisine isyan ettiler. bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.

glory be to him (that he should have a son). he is allah: the one, the overpowering.
böyle bir şeyden arınmıştır o. allah'tır, vahîd'dir, kahhâr'dır o.

(the whole world will cry out): “it is allah's, the one, the overpowering.”
"bugün mülk kimindir?" (diye sorulur. cevaben): "tek ve kahhar olan allah'ındır." (denir).

what this all is???? it is the reverence, humility and love and an expression of one's inaptitude of loving him. passion of his love is overpowering the people. passing through this path is like sipping some divine wine for everyone but for the believing men of faith it is like entering into the gardens of paradise.
tüm bunlar nedir???? bu saygı, alçakgönüllülük ve sevgi ve kişinin onu sevme konusundaki yetersizliğinin bir ifadesidir. aşkının tutkusu insanları eziyor. bu yoldan geçmek, herkes için bir yudum şarap gibidir; iman edenler için ise cennet bahçelerine girmek gibidir.