Je was op zoek naar: racket (Engels - Turks)

racket
raket

ide for racket
racket için bütünleşik geliştirme ortamı

he has a racket.
onun bir raketi var.

he put down his racket.
o, raketini yere bıraktı.

how much is this racket?
bu raket ne kadar?

choose your favorite racket.
en sevdiğin raketi seç.

he hit the ball with his racket.
o, raketi ile topa vurdu.

someone stole my tennis racket.
birisi benim tenis raketimi çaldı.

pardon me, but that is my racket.
affedersiniz, ama o benim raketim.

he gripped the tennis racket tightly.
tenis raketini sıkıca kavradı.

i left my tennis racket on the train.
tenis raketimi trende bıraktım.

can i borrow your tennis racket today?
bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?

i can't remember which is my racket.
hangisinin benim raket olduğunu hatırlayamıyorum.

i bought this racket at a 20 percent discount.
bu raketi yüzde 20 indirimli aldım.

i can't sleep with all this racket going on.
devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.

do you know where george bought his tennis racket?
george'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?

i haven't touched a tennis racket in years.
yıllarca tenis raketine dokunmadım.

this racket of jane's is a little heavier than the one which i bought yesterday.
jane'in bu raketi benim dün aldığımdan biraz daha ağır.

and it's mostly advertised for its motion sensor capabilities: so you can swing a tennis racket, or hit a baseball bat.
ve büyük ölçüde hareket algılayıcı sensör kabiliyeti ile tanıtılır, yani siz bir tenis raketi veya beyzbol sopası sallayabilirsiniz.

because all of my best school friends were getting dolled up to get married with a lot of dowry, and here i was with a tennis racket and going to school and doing all kinds of extracurricular activities.
Çünkü en iyi okul arkadaşlarımın hepsi giydirilip süsleniyorlardı, büyük bir çeyiz ile evlenmek üzere. ve ben ise burada, elimde tenis raketim ve okula gidiyordum ve okul harici bir çok aktiviteye katılıyordum.