Je was op zoek naar: setting up scaffolding and dismantaling (Engels - Turks)

setting up...
ayarlanıyor... @ info: progress

setting up fields
alanlar ayarlanıyor

setting up the document...
belge düzenleniyor...

setting up configuration environment
yapılandırma ortamı ayarlaması

setting up configuration environment.
yapılandırma ortamı ayarlanıyor.

setting up of producer groups
üretici gruplarının oluşturulması

it's scaffolding and plywood.
bir inşaat iskelesi bir de kontraplak.

setting up colors on a slide
bir slaytta renklerin ayarlanması

why are we setting up our schools this way and our workplaces?
niçin okulları ve işyerlerini bu şekilde düzenliyoruz?

setting up a national drug information system
bir ulusal uyuşturucu bilgi sistemi kurulması

he is accused of setting up the explosives.
causeviç patlayıcıları yerleştirmekle suçlanıyor.

i was there alone, setting up, and a homeless man approached.
orada yalnızdım, kuruyordum, ve evsiz bir adam yaklaştı.

serbs in northern kosovo have been setting up and manning barricades since july.
kosova'nın kuzeyindeki sırplar temmuz ayından bu yana barikat kurup bunları koruyorlar.

this is the reason for setting up an agency, it says.
bakanlık, dairenin de bu nedenle kurulduğunu söylüyor.

kde only reads files with sh extensions for setting up the environment.
kde ortamı ayarlamak için sadece sh uzantılı dosyaları okur.

i'm not talking about setting up some global democratic institution.
konuşuğum kurulması gereken bir küresel demokratik enstitü değil.

the temporary structures include bents, scaffolding, and several supporting systems.
geçici yapılar, kavisli grupları, iskele ve birçok mesnet sistemlerini içermektedir.

athens turned three of its main squares into festive sites for christmas, setting up two carousels and a sweetshop village.
atina, ana meydanlarından üçünü noel şenlik alanına çevirerek iki atlı karınca ve bir şeker köyü kurdu.

it will be the equivalent of setting up the largest restaurant chain in europe for 17 days.
bunun için 17 gün boyunca avrupa'nın en büyük restoran zincirinin kurulması gerekiyor.

in a separate case, activists from two different parties got into a brawl over setting up posters.
ayrı bir olayda, iki farklı partiden eylemciler arasında afiş asma konusunda arbede çıktı.