Je was op zoek naar: vaccinating (Engels - Turks)

and if we could do that, we could stop vaccinating everybody, worldwide, in all of our countries for polio.
ve eğer bunu yapabilseydik, dünya çapında herkesi aşılamayı bırakabilirdik.

he said authorities are taking every possible measure to prevent the spread of the strain, including slaughtering thousands of birds, quarantining suspected areas and vaccinating the population.
nicolaescu, yetkililerin hastalığın yayılmasını önlemek için binlerce kuşun telef edilmesi, şüpheli bölgelerin karantina altına alınması ve nüfusun aşılanması da dahil olmak üzere mümkün olan her türlü önlemi almakta olduklarını belirtti.

vaccinating children against "streptococcus pneumoniae" has led to a decreased incidence of these infections in adults, because many adults acquire infections from children.
Çocukların "streptococcus pneumoniae" bakterisine karşı aşılanmaları bu enfeksiyonların yetişkinlerdeki sıklığının azalmasına yol açmıştır çünkü birçok yetişkin çocuklardan enfeksiyon kapar.

we can try with not doing a clinical examination, but vaccinating half of the population, and the other half not, and then keeping the tabs on how many are getting ill, or dying from these two groups.
nüfusun bir yarısını aşılayıp diğer yarısını aşılamamak ve ne kadarının hasta olduğuna bakmak deneysel açıdan iyi ama etik problemler de var.