Je was op zoek naar: parfois je crain l (Frans - Turks)

«o mon peuple, je crains pour vous le jour de l'appel mutuel,
"ey kavmim! ben size gelecek o çağrışma gününden (kıyamet gününden) korkuyorum."

je crains qu'il ne reconnaisse jamais sa culpabilité.
korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.

je crains pour vous le châtiment d'un jour douloureux».
acı bir günün azabına uğramanızdan korkarım."

je crains [le comportement] de mes héritiers, après moi.
"bana bağımlı olanların benden sonraki durumundan endişeleniyorum.

il leur répondit: je suis hébreu, et je crains l`Éternel, le dieu des cieux, qui a fait la mer et la terre.
yunus, ‹‹İbraniyim›› diye karşılık verdi, ‹‹denizi ve karayı yaratan göklerin tanrısı rabbe taparım.››

ils ont un crime à me reprocher; je crains donc qu'ils ne me tuent».
"ayrıca, onların yanında suçlu biriyim. korkarım ki beni öldürsünler."

afin que vous n'adoriez qu'allah. je crains pour vous le châtiment d'un jour douloureux».
ancak allah'a kulluk edin, çünkü gerçekten de elemli bir günün azabı gelip çatacak size, bundan korkuyorum ben.