Je was op zoek naar: violento (Italiaans - Turks)

violento
trajik

non mi ha fatto né violento, né miserabile.
beni baş kaldıran bir zorba yapmadı."

amorevole con i suoi genitori, né violento, né disobbediente.
ana babasına iyilik ediciydi, baş kaldıran bir zorba değildi.

salvami, signore, dal malvagio, proteggimi dall'uomo violento
savaşı sürekli körükler,

furono messi alla prova i credenti e turbati da un urto violento.
İnananlar orada denenmiş ve şiddetle sarsılmışlardı.

il maldicente non duri sulla terra, il male spinga il violento alla rovina
yoksulları haklı çıkarır.

il violento deve essere punito, se lo risparmi, lo diventerà ancora di più
onu bir kere kurtarsan da, hep aynı şeyi yapman gerekir.

ma se uno ha generato un figlio violento e sanguinario che commette qualcuna di tali azioni
kardeşine bunlardan birini yapan bir oğlu var.

non dedito al vino, non violento ma benevolo, non litigioso, non attaccato al denaro
Şarap düşkünü, zorba olmamalı; uysal, kavgadan ve para sevgisinden uzak olmalı.

per tutti i giorni della vita il malvagio si tormenta; sono contati gli anni riservati al violento
zorbaya ayrılan yıllar sayılıdır.

e la bontà verso colei che mi ha generato. non mi ha fatto né violento, né miserabile.
"beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı."

tu mi liberi dai miei nemici, mi innalzi sopra i miei avversari, mi liberi dall'uomo violento
zorbaların elinden alır.

ebbene, chi altera il favore di allah, dopo che esso gli è giunto, allora veramente allah è violento nel castigo.
fakat allah'ın nimetini her kim kendisine geldikten sonra değiştirirse, şüphe yok ki, allah'ın azabı çok şiddetlidir.

proteggimi, signore, dalle mani degli empi, salvami dall'uomo violento: essi tramano per farmi cadere
yol kenarına kapan koydular benim için. |isela

apparvero le profondità marine; si scoprirono le basi del mondo, come effetto della tua minaccia, signore, del soffio violento della tua ira
yeryüzünün temelleri açığa çıktı.

quando l'agnello aprì il sesto sigillo, vidi che vi fu un violento terremoto. il sole divenne nero come sacco di crine, la luna diventò tutta simile al sangue
kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. ay baştan aşağı kan rengine döndü.

chiedi ai figli di israele quanti segni evidenti abbiamo inviato loro. ebbene, chi altera il favore di allah, dopo che esso gli è giunto, allora veramente allah è violento nel castigo.
İsrailoğullarına sor; onlara apaçık nice ayetler verdik, allah'ın nimetini, kendisine geldikten sonra kim değiştirirse, bilsin ki, allah'ın cezası şüphesiz şiddetlidir.

al contrario, alcune sostanze (per esempio, eroina, tranquillanti) possono addirittura ridurre gli impulsi violenti e l‘aggressività in alcuni soggetti.
hatta bazı uyuşturucuların (eroin, sakinleştiriciler) bazı kişilerde şiddet dürtülerini ve saldırganlığı azaltması bile olasıdır.