Je was op zoek naar: prolaznicima (Kroatisch - Turks)

u beogradu su cisterne nudile vodu za piće prolaznicima.
belgrad'da yayalara tankerlerle içme suyu dağıtıldı.

majka (lijevo) čeka u blizini dok njen sin pristupa prolaznicima.
oğlu dilenmek için yoldan geçenlere yanaşırken, annesi (solda) kenarda bekliyor.

opustošit æu te, izvrgnut æu te ruglu naroda koji te okružuju, na oèi svim prolaznicima.
‹‹Çevrenizdeki uluslar arasında, yoldan her geçenin gözü önünde sizi yıkıma uğratacak, aşağılayacağım.

izabrat æe ljude da neprestano prolaze zemljom pa da s prolaznicima pokapaju one koji preostaše po zemlji, da je tako oèiste.
‹‹ ‹Ülkeyi arındırmak için adamlar görevlendirilecek. bazıları ülkeyi sürekli dolaşacak, öbürleriyse yerde kalan cesetleri gömecekler. yedi aylık süre bitince, araştırma işine başlayacaklar.

beograđanima je priređeno iznenađenje ranije ovog tjedna kada su predsjednik njihove zemlje boris tadić i njegov hrvatski kolega ivo josipović prošetali poznatom knez mihajlovom ulicom i zastali popričati s prolaznicima.
belgradlılar, bu hafta başlarında ülkenin cumhurbaşkanı boris tadiç ve konuk hırvat mevkidaşı ivo josipoviç'in kentin ünlü knez mihaljova caddesinde yürüyüşe çıkıp yoldan geçenlerle sohbet etmeleriyle bir sürpriz yaşadılar.

matache: osim tv kampanja čiji je cilj da većina vidi rome na drugi način, organizirali smo ulične aktivnosti, kao što je "mjerač rasizma", kada smo koristili aparat za mjerenje krvnog tlaka, postavljajući pitanja prolaznicima o romima.
matache: romanları farklı gözle gören çoğunluğa yönelik televizyon kampanyalarının dışında, yoldan geçenlere romanlar hakkında sorular sorarken tansiyonlarını ölçtüğümüz "ırkçılık-metre" gibi sokak aktiviteleri düzenledik.