Je was op zoek naar: uèinio (Kroatisch - Turks)

sluga isprièa izaku sve što je uèinio.
uşak bütün yaptıklarını İshaka anlattı.

Što da uzvratim jahvi za sve što mi je uèinio?
bana yaptığı onca iyilik için?

promatram sva djela tvoja, razmatram ono što si uèinio.
hangi ilah tanrı kadar uludur?

nisi li to sam sebi uèinio otpavši od jahve, boga svojega?
başına bunları getirdin.

ne pravdaj se ni s kim bez razloga ako ti nije uèinio nikakva zla.
yok yere çekişme.

iako je isus pred njima uèinio tolika znamenja, oni ne povjerovaše u njega,
gözleri önünde bunca doğaüstü belirti gerçekleştirdiği halde ona iman etmediler.

ahab isprièa izebeli sve što je ilija uèinio i kako je maèem poubijao sve proroke.
ahav, İlyasın bütün yaptıklarını, peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini İzebele anlattı.

doista, nepravedniku æe se uzvratiti što je nepravedno uèinio. ne, nema pristranosti!
haksızlık eden ettiği haksızlığın karşılığını alacak, hiçbir ayrım yapılmayacaktır.

"narode moj, što sam ti uèinio? Èime sam te zamorio? odgovori mi.
‹‹sana nasıl yük oldum, yanıtla.

jitro se radovao svemu dobru koje je jahve uèinio izraelcima i što ih je oslobodio od egipatskih šaka.
yitro rabbin İsraillilere yaptığı iyiliklere, onları mısırlıların elinden kurtardığına sevindi.

a te rijeèi znaèe: mene: izmjerio je bog tvoje kraljevstvo i uèinio mu kraj;
‹‹bu sözcüklerin anlamı şudur: mene: tanrı senin krallığının günlerini saydı ve ona son verdi.

a david odgovori: "a što sam uèinio? zar se ne smije ni rijeè reæi?"
davut, ‹‹ne yaptım ki?›› dedi, ‹‹bir soru sordum, o kadar.››

"doðite k meni i pomozite mi da udarimo na gibeon, jer je uèinio mir s jošuom i izraelcima!"
‹‹gelin bana yardım edin, givona saldıralım. Çünkü givon halkı yeşu ve İsrail halkıyla bir barış antlaşması yaptı.››

"evo, to mi je uèinio gospodin u dane kad mu se svidje skinuti s mene sramotu meðu ljudima."
‹‹bunu benim için yapan rabdir›› dedi. ‹‹bu günlerde benimle ilgilenerek insanlar arasında utancımı giderdi.››

a jonatan odvrati svome ocu Šaulu i reèe mu: "zašto on mora umrijeti? Što je uèinio?"
yonatan babası saula, ‹‹neden ölmeli? ne yaptı ki?›› diye karşılık verdi.

"u onaj dan - rijeè je jahvina - sabrat æu hrome, okupiti raspršene i sve kojima sam zlo uèinio.
bir araya getireceğim›› diyor rab,

"Što ti je ovaj puk uèinio", reèe mojsije aronu, "da si tako velik grijeh na nj svalio?"
haruna, ‹‹bu halk sana ne yaptı ki, onları bu korkunç günaha sürükledin?›› dedi.

a on im odgovori: "mika je uèinio sa mnom tako i tako. on me najmio, a ja mu služim kao sveæenik."
levili mikanın kendisi için yaptıklarını anlattı. ‹‹bana verdiği ücrete karşılık ona kâhinlik ediyorum›› dedi.

i nastavi: "zašto moj gospodar progoni svoga slugu? Što sam uèinio? kakva je krivica u mojoj ruci?
‹‹efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? ne yaptım? ne suç işledim?

i pitahu jedni druge: "tko je to uèinio?" ispitaše, istražiše pa rekoše: "gideon, joašev sin, uèini to."
birbirlerine, ‹‹bu işi kim yaptı?›› diye sordular. araştırıp soruşturduktan sonra, bu işi yoaş oğlu gidyonun yaptığını anladılar.