Je was op zoek naar: extrinsecus (Latijn - Turks)

praeter illa quae extrinsecus sunt instantia mea cotidiana sollicitudo omnium ecclesiaru
Öbür sorunların yanısıra, bütün kiliseler için her gün çektiğim kaygının baskısı var üzerimde.

quarum sit non extrinsecus capillaturae aut circumdatio auri aut indumenti vestimentorum cultu
süsünüz örgülü saçlar, altın takılar, güzel giysiler gibi dışla ilgili olmasın.

et ait illis sic et vos inprudentes estis non intellegitis quia omne extrinsecus introiens in hominem non potest eum communicar
o da onlara, ‹‹demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?›› dedi. ‹‹dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz?

et mensus est latitudinem a facie portae inferioris usque ad frontem atrii interioris extrinsecus centum cubitos ad orientem et ad aquilone
avlunun genişliğini aşağı girişten iç avlunun girişine dek ölçtü. doğu ve kuzeydeki uzaklık yüz arşındı.

cumque eminerent vectes et apparerent summitates eorum foris sanctuarium ante oraculum non apparebant ultra extrinsecus qui et fuerunt ibi usque in praesentem die
sırıklar öyle uzundu ki, uçları iç odanın önündeki kutsal yerden görünüyordu. ancak dışarıdan görünmüyordu. bunlar hâlâ oradadır.

omnia lapidibus pretiosis qui ad normam quandam atque mensuram tam intrinsecus quam extrinsecus serrati erant a fundamento usque ad summitatem parietum et intrinsecus usque ad atrium maiu
dışarıdan büyük avluya, temelden çatıya kadar bütün bu yapılar kaliteli taşlarla yapılmıştı. taşlar testereyle kesilmiş, ön ve arka yüzleri yontulmuş, belirli ölçülere göre hazırlanmıştı.

vectium autem quibus portabatur arca quia paululum longiores erant capita parebant ante oraculum si vero quis paululum fuisset extrinsecus eos videre non poterat fuit itaque arca ibi usque in praesentem die
sırıklar öyle uzundu ki, uçları iç odanın önünden görünüyordu. ancak dışarıdan görünmüyordu. bunlar hâlâ oradadır.