Je was op zoek naar: evangeliet (Noors - Turks)

Å forkynne evangeliet.
İncil'i yaymak için.

nei, det er evangeliet.
hayır, efendim. kutsal kitaptan.

evangeliet ifølge kenyon.
- git hadi. kenyon'un İnciline göre...

det er evangeliet sitt, ja!
İşte bu ilahi, evet!

og dette evangeliet er sannheten.
ve kutsal kitap doğrudur.

det hadde vært bedre. evangeliet.
- parayı tercih ederim.

ifølge evangeliet etter luke matthews.
luke matthews'un kitabında şöyle yazar...

han har åpenbart loven og evangeliet før,
bundan önce de, insanlara doğru yolu göstermek için tevrat ve İncîl’i indirmişti. [2,41]

og først må evangeliet forkynnes for alle folkeslag.
ne var ki, önce müjdenin bütün uluslara duyurulması gerekir.

hvordan våger han å belære oss i evangeliet!
her şeyden önce tanrı'nın hükümdarlığını ve adaletini arayın, bunların tümü size sağlanacaktır.

- jeg var en av de tre oversetterne av det evangeliet.
- komisyon üyesi 3 kişiden biriydim. İikenin yazılı olduğu belgeyi tercüme eden.

er det i greit at jeg forkynner evangeliet underveis?
efendimiz İsa peygamber'in birkaç sözünü aktarabilir miyim?

jeg sprer evangeliet om guds frelse gjennom kristi blod.
- size başka şey için geldim, bayan snell. hıristiyan kanıyla tanrı'nın kurtuluşunun esasları.

houseman kommer aldri å la det her evangeliet komme ut.
houseman asla belgenin açığa çıkmasına izin vermez.

og han skal lære ham skriften og visdommen, loven og evangeliet.
"ona kitabı, bilgeliği, tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.

for han har salvet meg . .til å forkynne evangeliet for fattige.
"zavallı insanlara yardım etmemi istiyor.

de hvite gir de røde evangeliet, og de røde svarer med stridsøksen.
beyaz adam kızıl deriliye din kitabı verdi; o ise savaş baltasını gösterdi.

gå ut i verden... og forkynn evangeliet for alt som gud har skapt.
dünyanın her yanına gidin ve müjde'yi bütün yaratılmışlara duyurun.

dette er et bindende løfte for ham, i loven, evangeliet og koranen.
(bu), tevrat'ta, İncil'de ve kur'an'da allah üzerine hak bir vaaddir.

disse forkynner kristus av kjærlighet, idet de vet at jeg er satt til å forsvare evangeliet,
sonuncular, müjdeyi savunmaya atandığımı bilerek bunu sevgiyle yapıyorlar.