Je was op zoek naar: vazduh (Servisch - Turks)

vazduh
hava

policija je reagovala pucanjem u vazduh.
olayda polis de havaya ateş açarak tepki vermişti.

njen napadač se potom digao u vazduh, usmrtivši najmanje još 22 osobe.
saldırgan daha sonra kendisini havaya uçurarak etrafındaki en az 22 kişinin de ölümüne yol açtı.

u turskoj kulturi pucanj u vazduh predstavlja uobičajen gest prilikom raznih proslava.
havaya ateş açmak, türk kültüründe bir sevinç ve kutlama hareketi olarak görülüyor.

međutim, vozilo je dignuto u vazduh pre nego što je policija mogla da ga ispita.
fakat araç inceleme fırsatı bulunamadan havaya uçuruldu.

da bi pokazali miroljubivu prirodu demonstracija, opozicioni lideri pustili su u vazduh bele golubove.
barışçı çabalarını sergilemek için muhalefet liderleri havaya güvercin saldılar.

srpske snage su je digle u vazduh u maju 1993, zajedno sa obližnjim džamijskim kompleksom arnaudija.
bir sırp milis grubu, mayıs 1993'te onu yakındaki arnavudiye camii kompleksiyle birlikte havaya uçurdu.

novčane kazne za one koji vole da začine proslave pucanjem iz oružja u vazduh iznose između 200 i 500 evra.
kutlamaları havaya ateş ederek tatlandırmak isteyenlere 200 ile 500 avro arasında para cezası uygulanacak.

«volim svež vazduh gorskog kotara, njegove zlatne pejzaže i divljinu», piše on.
"gorski kotar'ın temiz havasını, altın çayırları ve el değmemiş yerlerini seviyorum." diye yazıyor.

u makedoniji i drugim zemljama balkana proslave se ponekad završe tragično zbog raspostranjene prakse pucanja u vazduh iz vatrenog oružja.
makedonya ve diğer balkan ülkelerinde yapılan kutlamalar, havaya ateş etme geleneğinin yaygın olması nedeniyle bazen tradejiyle sonuçlanabiliyor.

drugi problem je u tome što nadgledamo samo vazduh, pošto je evropski savet to uveo kao obavezu, ali ne i zemlju ili vodu.
bir diğer sorun da, avrupa konseyi'nin zorunlu hale getirmesi sonrasında sadece havayı izliyor olmamız, karayı ve suyu değil.

vrele letnje temperature, bujične poplave, zagađeni vazduh i osiromašenje vodenih rezervi postaju norma, umesto da budu izuzetak.
yaz aylarında fırlayan sıcaklıklar, ani seller, kirlenen hava ve azalan su kaynakları istisna olmaktan çıkıp normal hale geldi.

međutim, ovoga puta, učestvovali su u misijama vazduh-zemlja, pošto su avione sa zemlje navodili kontrolori leta nato.
fakat bu defa nato hava kontrolörleri uçağı yerden kontrol ettiği için, havadan karaya görevlerde yer aldılar.

iz stenare je odjekivao razdragani lavez i osam kovrdzavih repića paralo je vazduh jednog subotnjeg jutra u novembru, dok su malobrojni znatizeljnici obilazili red stenara u centru za obuku pasa za otkrivanje mina u jugoistočnoj evropi.
kasım ayının son cumartesi sabahlarından birinde güneydoğu avrupa mayın tespit köpek merkezi'ndeki kafeslerin koridorlarında onlarca insan dolaşırken, kafeslerin duvarlarını çınlatan heyecanlı havlamalar arasında sekiz kıvrık kuyruk havada sallanmaya başladı.

hafnijum se takođe koristi za lampe na gas i električne lampe sa ugljenim vlaknom, kao efikasni skupljač čistog kiseonika i azota, i za sečenje plazmom zbog njegove mogućnosti da oslobodi elektrone u vazduh.
hafniyum, dağınık oksijen ve azotu verimli şekilde toplayabildiği için gaz dolumlu ve akkor ampullerde, ayrıca elektronları havaya saçma becerisinden dolayı plazma kesiminde de kullanılıyor.

holkeri je rekao da je njegov cilj da svoje prisustvo učini nepotrebnim za kosovo što je pre moguće, kao i da ubedi zvaničnike na obe strane «da udišu isti vazduh».
holkeri amacının, kosova'nın kendisine ihtiyacına mümkün olan en kısa sürede son verip, iki taraf yetkililerini de "aynı havayı solumaya" ikna etmek olacağını söyledi.

osim što preti da će ubiti dodika, njegovu porodicu i srbe, nova bih je takođe rekla da će dići u vazduh sve kamione i autobuse sa srpskim registracijama i uništiti sve mostove na reci drini, prirodnoj granici između bih i srbije.
nova bih dodik, ailesi ve genel olarak sırpları öldürmekle tehdit etmenin dışında, sırp plakalı bütün kamyon ve otobüsleri havaya uçurup bh ile sırbistan arasında doğal bir sınır oluşturan drina nehri üzerindeki bütün köprüleri yıkacağını da belirtti.

"još uvek postoji veliki nedostatak poverenja među zajednicama", upozorila je ona, naglasivši da je "potrebno pročistiti vazduh" u njihovim odnosima.
"toplumlar arasında hala büyük bir güven eksikliği var." diye uyaran yetkili, ilişkilerdeki "havanın temizlenmesi" gerektiğinin altını çizdi.

grčka je pokrenula dosad neviđenu bezbednosnu operaciju da bi se predupredila bilo kakva potencijalna pretnja sa kopna, mora i iz vazduha tokom samita eu koji će biti održan u periodu od 19. do 21. juna nedaleko od soluna, grada na severu grčke. vlada je u utorak (17.juna) započela raspoređivanje hiljada policajaca i vojnika, kao i raketnih sistema zemlja-vazduh i vojnih brodova u blizini odmarališta porto karas na poluostvu halkidiki, gde će biti održan najveći deo samita.
yunanistan, 19 haziran - 21 haziran tarihleri arasında kuzeydeki selanik kentinde yapilacak olan ab zirvesi sırasında karadan, denizden ve havadan gelebilecek her türlü tehdit olasılığına karşı, şimdiye dek eşi görülmemiş bir güvenlik operasyonu başlattı. 17 haziran salı günü hükümet, zirvenin yapilacagi halkidiki yarımadasındaki porto carras tatil köyü civarına binlerce polis memuru ve askerin yanı sıra yerden havaya füzeler ve donanma gemileri konuşlandırmaya başladı.