Van professionele vertalers, bedrijven, webpagina's en gratis beschikbare vertaalbronnen.
ellos pusieron sus provisiones sobre sus asnos y se fueron de allí
buğdayları eşeklerine yükleyip oradan ayrıldılar.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
los hombres de israel tomaron de sus provisiones, pero no consultaron a jehovah
İsrailliler, rabbe danışmadan givonluların sunduğu yiyecekleri aldılar.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
en la casa del justo hay muchas provisiones, pero en la producción del impío hay desbarajuste
kötünün geliriyse sıkıntı kaynağıdır.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
a obed-edom le tocó la del sur, y a sus hijos les tocó la casa de las provisiones
güney kapısı ovet-edoma, depo için çekilen kura da oğullarına düştü.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
Éste consultó por él a jehovah, le dio provisiones y también le entregó la espada de goliat el filisteo
‹‹ahimelek davut için rabbe danıştı. ona hem yiyecek sağladı, hem de filistli golyatın kılıcını verdi.››
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
cuando les hubo suministrado sus provisiones dijo: «traedme a un hermano vuestro de padre.
(yusuf) onların yüklerini hazırlayınca dedi ki: "sizin bababir kardeşinizi de bana getirin.
Laatste Update: 2014-07-03
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
Waarschuwing: Bevat onzichtbare HTML-opmaak
también de todos los países venían a egipto para comprar provisiones a josé, porque el hambre se había intensificado en toda la tierra
bütün ülkelerden insanlar da buğday satın almak için mısır'a, yusuf'a geliyordu. Çünkü kıtlık bütün dünyayı sarmıştı ve şiddetliydi.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
fueron, pues, los hijos de israel entre los que iban a comprar provisiones, porque había hambre en la tierra de canaán
buğday satın almaya gelenler arasında İsrailin oğulları da vardı. Çünkü kenan ülkesinde de kıtlık hüküm sürüyordu.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
así lo hicieron los hijos de israel. josé les dio carretas, conforme a las órdenes del faraón, y les dio provisiones para el camino
İsrailin oğulları söyleneni yaptı. firavunun buyruğu üzerine yusuf onlara araba ve yol için azık verdi.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
al oriente había seis levitas, al norte había cuatro por día, al sur había cuatro por día, en la casa de las provisiones se turnaban de dos en dos
doğu kapısında günde altı, kuzey kapısında dört, güney kapısında dört, depolarda da ikişerden dört levili nöbetçi vardı.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
si sois hombres honestos, quede preso en vuestra celda uno de vuestros hermanos. el resto id, llevad las provisiones para saciar el hambre de vuestras casas
dürüst olduğunuzu kanıtlamak için, içinizden biri göz altında tutulduğunuz evde kalsın, ötekiler gidip aç kalan ailenize buğday götürsün.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
el hambre se extendió a todos los rincones del país. entonces josé abrió todos los depósitos de grano y vendía provisiones a los egipcios, porque el hambre se había intensificado en la tierra de egipto
kıtlık bütün ülkeyi sarınca, yusuf depoları açıp mısırlılara buğday satmaya başladı. Çünkü kıtlık mısırı boydan boya kavuruyordu.
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
--y añadió--: he aquí, he oído que en egipto hay provisiones. descended allá y comprad para nosotros de allí, para que vivamos y no muramos
‹‹mısırda buğday olduğunu duydum. gidin, satın alın ki, yaşayalım, yoksa öleceğiz.››
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
mis siervos las bajarán desde el líbano hasta el mar, y yo las transportaré en balsas por mar hasta el lugar que tú me indiques. allí yo las desataré, y tú te las llevarás. tú cumplirás mi deseo dando provisiones a mi casa.
adamlarım tomrukları lübnandan denize indirecekler, ben de onları sallar halinde bağlatıp belirteceğin yere kadar yüzdüreceğim. orada adamlarım onları çözer, sen de alıp götürürsün. sarayımın yiyecek gereksinimini karşılamakla, sen de benim dileğimi yerine getirmiş olursun.››
Laatste Update: 2012-05-05
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
cuando les hubo suministrado sus provisiones dijo: «traedme a un hermano vuestro de padre. ¿no veis que doy la medida justa y que soy el mejor de los hospederos?
(yusuf) onların (zahire) yüklerini hazırlatınca dedi ki: "sizin baba bir kardeşinizi de bana getirin, görüyorsunuz ya ben, ölçüyü tam yapıyorum ve ben konukseverlerin en iyisiyim!"
Laatste Update: 2014-07-03
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit:
Waarschuwing: Bevat onzichtbare HTML-opmaak
) constituyen un nuevo instrumento que se sirve de múltiples fuentes de provisión de datos sobre factores sociales y de población, y demanda, oferta y control de drogas en los 34 estados miembros.
) 34 Üye devlet’te sosyal ve nüfusa ilişkin faktörler, uyuşturucu talebi ve uyuşturucu arzı ile uyuşturucu kontrolü hakkında veri sağlamak üzere birden fazla kaynaktan beslenen, yeni bir araçtır.
Laatste Update: 2014-02-06
Gebruiksfrequentie: 1
Kwaliteit: