Je was op zoek naar: senin icin üzüldüm , nerde calisiyorsun ? (Turks - Duits)

bunu senin için yaptım.
ich habe das für dich getan.

senin için Çalışmalarını sağla
lassen sie sie für sich arbeiten

senin için kesintisiz bir ödül var.
bestimmt ist für dich ein lohn, der nicht aufhört.

senin için sakladım onları, sevgilim.
die lilien geben den geruch, und über unsrer tür sind allerlei edle früchte. mein freund, ich habe dir beide, heurige und vorjährige, behalten.

senin için her şeyi yapmaya hazırım.
ich bin bereit, alles für dich zu tun.

ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.
und das jenseits ist wahrlich besser für dich als das diesseits.

senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır.
so schaue nun auf deinen "gott", dessen ergebener anbeter du geworden bist.

bak, senin için nasıl benzetmeler yaptılar da saptılar.
schau, wie sie dir gleichnisse anführen.

gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.
bestimmt ist für dich ein lohn, der nicht aufhört.

hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükafat vardır.
bestimmt ist für dich ein lohn, der nicht aufhört.

senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir.
es wird dir nichts gesagt außer dem, was den gesandten vor dir gesagt wurde.

"bu, ellerinin senin için yapıp öne sürdüğü işlerden ötürüdür."
dies ist für das, was du eigenhändig erworben hast.

Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
und das jenseits ist wahrlich besser für dich als das diesseits.

İbrâhim: “selâmet, esenlik içinde kal, dedi. rabbimden senin için af dileyeceğim.
er (abraham) sagte: "friede sei auf dir!

senin için son (ahiret) ilkten (dünyadan) daha iyidir.
und das jenseits ist wahrlich besser für dich als das diesseits.

ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz.
und wir sehen wahrlich, daß du unter uns nicht wehrhaft bist.